Eşime Zina Yapmaması için Kendime Bağlama Büyüsü Zina eden erkek veya kadın için .. mübarek celilesini ve miskle yapılan boya ile yazıp kapının üst kısmına korsa o kötü alışkanlığı olan kimse bu kötü huyundan Allah’ın izniyle vazgeçer.
HergünBir Hadis. Ukbe İbnu Âmir (radıyallahu anh) anlatıyor: Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ı dinledim şöyle diyordu: ''Kur'ân'ı cehren (açıktan) okuyan, sadakayı açıktan veren gibidir. Kurân'ı gizlice okuyan, sadakayı gizlice veren gibidir.''. Tirmizî, Sevâbu'l-Kur'ân 20, 2920; Ebu Dâvud,
Hiçbir gerekçe zinayı gerekli kılamaz. Fakat siz madem eşinizi seviyorsunuz, onun istediklerini yapmalısınız. Evlilikte cinsellik son derece önemlidir. Bu yüzden cinsel yönden sorun yaşayan eşlerin sorunlarını mutlaka çözmeleri gerekir. Bunun için ilk yapmanız gereken şey, bu alanda uzman bir doktora/psikoloğa/evlilik danışmanına birlikte gitmek ve durumunuzu izah
Ünlü sunucu Ece Erken, hayatını kaybeden eşi Şafak Mahmutyazıcıoğlu'nun ağabeyi Celal Mahmutyazıcıoğlu tarafından tehdit edildiğini açıkladı ve kendisine atılan mesajları sosyal medya üzerinden ifşa etti. Yayınlanma: 18 Temmuz 2022 01:29. Güncelleme: 18 Temmuz 2022 09:39.
EŞİMİN BABASINI EVİMDE İSTEMİYORUM Soru: Selamün aleyküm hocam. Size bişey danışmak istiyorum eşimin babası doğru yoldan sapmış bir insan ve şu an bizde kalıyor. Eşime kötü örnek oluyor evimden bizden uzak olması için edebileceğim dua var mıdır? Selam ve dua ile. Cevap: Ve aleyküm selam
TmCSuQ.
Okunuyor Zinadan Kurtulmak için Dua Şekl b. Humeyd anlatıyor “Ben Resûlullah’a – Yâ Resûlallah! Bana bir dua öğret, dedim. Hz. Peygamber bana şunları söylememi tavsiye etti Allahümme innî eûzü bike min şerri sem’î ve min şerri basarî ve min şerri lisânî ve min şerri kalbi ve min şerri meniyyî’. Manası Allahım! Kulağımın, gözümün, dilimin, kalbimin ve beni zinaya götürecek menimin şerrinden sana sığınırım.” Ebû Davud, Vitir, 32; Tirmizî, Daavât, 76. Ziyâd b. Ilâke’nin, sahabilerden olan amcası Kutbe b. Mâlik’ten rivayet ettiğine göre, Resûlullah şöyle dua etmiştir “Allahümme innî eûzü bike min münkerâti’l-ahlâkı ve’l-amâli ve’l-ehvâi.” Manası “Allahım! Ahlâkın, amellerin ve arzuların kötülerinden sana sığınırım.” Tirmizî, Daavât, 143; Hâkim, el-Müstedrek, 1/714. Yazı dolaşımı
Ana Sayfa Aşk Duası Dilek Duası Bağlama Duası Muhabbet Duası Evlilik Duası Sevgi Duası Anasayfa/Bağlama Duası/Eşine zinayı terk ettirmek için dua Zina eden erkek veya kadın için ….. mübarek celilesini … ve miskle yapılan boya ile yazıp kapının üst kısmına korsa o kötü alışkanlığı olan kimse bu kötü huyundan Allah’ın izniyle vazgeçer. Yazarken o kimsenin ismini ve ana ismini de yazınız. İlgili Makaleler Bir Yorum Merhaba arkadaşlar çok düşündüm yorumları okudum hatta 2 ay boyunca Burak bey e yazdım nasıl olur olur mu diye..sonra yaptırmaya karar verdim başka şansım adam bi anda eski sevgilisine döndü. ve ben yemez içmez gezmez oldum aşırı kilo kara sevdaya hiç çalışmadım onu untmak istemiyordum zaten hergün gördüğüm biri olduğu için de mümkün değildi an ağlıyor arada konuşmaya görüşmeye verdiği sözler olduğunu bana aşık olduğunu ama ondan asla ayrılmayacağını olabilir? daha çok kahroldum sevdiğim adam da beni seviyor ama birlikte çok dengesiz davranıyordu bi iyi bi bi kaç köy hocasına gittim diğer kızın büyü yaptığını Burak beye de yazdım temizleyebilceğini söyledi ve işleme olarak sorarsanız eskisi kadar karamsar değilim. şimdi sonuca gelceğim çok fayda gördüm evet 2 nci okumadan sonra ilk başladı harmura celbinin bu kadar etkili olacağını düşündüm biliyorsun baya araştırdım ama bende böylesine tesir etmesi gerçekten çok mutlu etti beni. çok sağolun hocam ne diyim Allah razı olsun… Bir cevap yazın Başa dön tuşu
Zina Yapan Kişi Bu Günahtan Kurtulmak İçin Ne YapmalıZina Yapan Kişi Bu Günahtan Kurtulmak İçin Ne YapmalıZinanın hükmü İslam Dininde açıktır. Suçunu Hakim’in huzurunda dört defa ayrı ayrı itiraf ederek cezanın verilmesini isteyen veya dört şahidi bulunan birisi hakkında karar verilir. Şayet bu insan evli ise recm cezası, yoksa bekar bir insan için verilecek karar recm değildir, yüz değnek sopa suçunu itiraf etmeyen veya yaptığı bu fiili kimse görüp şikayet etmemiş ise bu insanın yapacağı tek şey günahından dolayı pişmanlık gösterip bir daha yapmamak üzere tövbe böyle bir suç işleyen kimse suçunu itiraf etse bile şu anda bunun cezasını uygulayacak bir merci iki şey kalıyor. Biri kul hakkıdır. Varsa helalleşmek gerekir. Diğeri de Allah hakkı için tövbe, istiğfar etmek ve bir daha o günaha hem iyilik hem de kötülük yapmaya uygun yaratılmıştır. Onun için zaman zaman isteyerek veya istemeyerek günahlara girebiliyor. Bu konuda Kur’anı Kerim de, “Allah, kendisine şirk koşulmasının dışındaki istediği kimselerin bütün günahlarını bağışlar.Nisa Süresi,48;116” buyurarak hangi günah olursa olsun affedebileceğini da canı gönülden yapılan tövbenin Allah tarafından kabul edileceği ifade edilir. Nitekim Allah’u Teala, “Ey iman edenler, nasuh tövbe ile tövbe edin ki Allah da sizin kabahatlerinizi affetsin ve altlarından ırmaklar akan cennetlerine koysun.” Tahrim Suresi,8 buyurarak yapılan tövbelerin kabul edileceğini beyan eder. Ayette geçen nasuh tövbe ise şöyledir1-Allah’a karşı günah işlediğini bilerek, bu günahtan dolayı Allah’a sığınmak ve pişman olmak. 2-Bu suçu işlediği için üzülmek, Yaratıcıya karşı böyle bir günah işlediğinden dolayı vicdanen rahatsız olmak. 3-Bir daha böyle bir suça dönmeyeceğine dair bir karar içerisinde olmak. 4-Kul hakkını ilgilendiriyorsa onunla hadiste Peygamberimiz şöyle buyurmuş. Nasuh tövbe şudur-Günahlara pişmanlık. -Farz ibadetleri yapmak. -Zulüm ve düşmanlık yapmamak. -Kırgın ve küskünlerle barışmak. -Bir daha o günaha dönmemek üzere karar bu şartları yerine getirirsek Allah’ın tövbelerimizi kabul edeceğinden ümitli insan her zaman korku ve ümit içerisinde olmalı. Ne ibadetlerimize güvenip övünebiliriz. Ne de günahlarımızdan ümitsizliğe düşebiliriz. Ben çok iyiyim, bu işi hallettim demek ne kadar yanlışsa; ben bittim, beni Allah kabul etmez demek de o kadar yanlıştır. Ayrıca, suçunu anlayıp tövbe edip, Allah’a sığınmak da büyük bir İslâm’da ve önceki bütün semâvî dinlerde haram ve çok çirkin bir fiil olarak kabul edilmiştir. O büyük günahlardandır. Irz ve neseplere yönelik bir suç olduğu için, cezası da hadlerin en Kerîm’de şöyle buyurulur“Zinaya yaklaşmayın. Çünkü o, çok çirkin bir iş ve kötü bir yoldur.” İsrâ, 17/32.“Onlar Allah ile birlikte başka ilaha dua etmezler. Haksız yere, Allah’ın haram kıldığı kimseyi öldürmezler ve zina da etmezler. Kim bunları yaparsa cezaya çarpar. Ona kıyamet gününde kat kat azap verilir ve o azabın içinde alçaltılmış şekilde ebedî bırakılırlar.” Furkân, 25/68.Bekâr erkek veya bekâr kadının zina etmesinin cezası yüz değnek, evli ve iffetli erkek veya kadının zina cezası ise taşla öldürme recmdir. Allah Teâlâ şöyle buyurur“Zina eden kadın ve zina eden erkekten her birine yüz değnek vurun. Eğer Allah’a ve âhiret gününe inanıyorsanız, bunları Allah’ın dinini uygulama hususunda acıyacağınız tutmasın. Mü’minlerden bir topluluk da, onların cezasına şahid olsun.” Nûr, 34/2.Celde, ete geçmemek üzere, yalnız deriyi etkileyecek şekilde vurmak demektir. Vuruşta yalnız kürk ve palto gibi kalın elbiseler çıkartılır, diğerleri saadette Peygamberimiz asm ashabıyla beraber bulunuyordu. Bir genç çıkageldi ve çok saygısızca“Ya Resulallah! Ben felanca kadın ile arkadaş olmak istiyorum, onunla zina yapmak istiyorum.” Kiram, bu durumdan çok öfkelendiler. İçlerinden gazaba gelerek genci dövmek ve huzuru Resulullah’dan çıkarmak isteyenler oldu. Bazıları bağırıştılar. Çünkü genç çok hayasız konuşmuştu. Sevgili Peygamberimiz asm “Bırakın o genci!..” buyurdu. Resulullah asm, genci yanına çağırdı, dizinin dibine oturttu. Gencin dizlerini kendi mübarek dizine değdirecek bir şekilde oturttu ve“Ey genç, birinin annenle bu kötü işi yapmasını ister misin? Bu çirkin hareket hoşuna gider mi?” diye hiddetle“Hayır Ya Resulallah!..” diye cevab ise o çirkin işi yapacağın kimsenin evlatları da bundan hoşlanmazlar.” Sonra “Peki, bu çirkin işi senin kız kardeşinle yapmak isteseler, sever misin?” diye sorduklarında genç “Hayır, asla!” diyerek hiddetleniyordu.“Şu halde insanlardan hiç kimse bu işi sevmez.” asm mübarek elini bu gencin göğsüne koyarak şöyle dua etti“Allah’ım! Sen bu gencin kalbini temiz kıl. Namusu ve şerefini muhafaza eyle ve günahlarını da bağışla.”Genç, Resulallah asm’ın huzurundan ayrıldı. Bir daha günah işlemediği gibi böyle bir kötü düşünce aklından bile geçmeden yaşamış! Müsned, V. 257Ahlâkî faziletlerin başlıcalarından biri de iffettir. Şeref ve haysiyet, namus ve itibar, mutlaka iffet sahibi olmaya bağlı hasletlerdir. Meşru olmayan zevklerden kaçınmak, nefsinin şehevânî ve hayvanî arzularına uymamak bizim için ahlâkî bir karakterlerin en onur vericisi, niteliklerin en üstünlerindendir. İmanın yüceliğine, nefsin onurluluğuna saygınlık uyandıran izzet-i nefse delâlet anlamı, nefsi; arzularından, yemek, içmek ve cinsî münasebet gibi meşru isteklerinden yoksun bırakmak değildir. Bununla kastedilen, bu faaliyetlerde orta yolu tutmak ve dengeli hareket etmektir. Çünkü ifrat ve tefrit, her yerde insan için zararlıdır. İnsanın mutsuzluğuna ve huzursuzluğuna yol açar. Örneğin, midesel ve cinsel ihtiraslarda ifrat, büyük tehlikelere, ölümcül zararlara davetiye çıkarır. Bu konuda ifrata düşmeye oburluk ve azgınlık denir. Bu konularda tefrit de, ifrat gibi tehlikelidir. Hayatın zevklerinden ve meşru lezzetlerden yoksun kalmaya yol açar. Bedenin çökmesine, gücünü ve maneviyatını yitirmesine neden sûresinin 5. ve Mearic sûresinin 29. âyetlerinde müminlerin bir özelliği “ırzlarını muhafaza etmeleri” olarak ifade edilir. Ahzab sûresinin 35. ayetinde, mü’min erkek ve kadınlara Allah’ın mağfiret ve mükafatlarını kazandıran vasıflar arasında “ırzlarını korumaları” da sayılır. Nûr sûresi’nin 30. ve 31. âyetlerinde de Cenab-ı Hak, sırasıyla mü’min erkek ve kadınlara hitap ederek, gözlerini haramdan sakınmalarını ve ırzlarını korumalarını iffet numunesi Hz. Yusuf’u örnek gösterilir. O’nun iffetini korumak için verdiği mücadele Yusuf sûresinin 23. ile 33. ayetleri arasında anlatılrr. Yine Hz. Şuayb’ın kızlarının iffetli davranışları ve Hz. Musa’nın iffetine düşkünlüğü Kasas sûresinin 23. ile 26. âyetler arasında haber kişiyi her türlü rezillikten koruyan bir haslettir. İnsanı her türlü zarardan korur. Allah Elçisi Peygamberimiz şöyle buyurur“Siz, iffetli ve namuslu olunuz ki, kadınlarınız da iffetli ve namuslu olsun.” Feyzu’l- Kadir, 4/318; Münziri, et- Terğib ve’t-Terhib, 3/493“Başkalarının hanımlarına iffetli davranın ki, sizin hanımlarınız da iffetli ve namuslu olsunlar.” Feyzu’l- Kadir, 3/317, 492; Hakim, Müstedrek, 4/154“İffetli olunuz, yani fahiş fiillerden kendinizi çekiniz ki, sizin kadınlarınız da o kötü fiillerden kendilerini tutsunlar.” Hadimi, Berika, 5/42Özetle, iffetin korunması için; her gün şehvani ve nefsânî istek ve duygularımıza karşı ufak başarılar sağlamaya çalışmalıyız. Nefsimize esir değil, onun hakimi olmalıyız. Ahmed Hamdi Akseki, Ahlak İlmi ve İslam Ahlakı, 179-180
EŞİNİN AĞZINA BİR KARPUZ DİLİMİ VERMEK SADAKA MIDIR? Eşinin Ağzına verdiği lokma Bir düğün sohbetinde, aile geçimi ile ilgili olarak, Peygamber Efendimiz’in bir hadisine yer vermiştim. Hadiste Allah Rasülü şöyle buyuruyor Sa`d İbni Ebû Vakkâs radıyallahu anh’ın rivayet ettiği, bu kitabın baş tarafındaki ihlâs ve niyet konusunda geçen uzun hadiste Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Sa`d’e hitâben şöyle buyurmuştu“Allah rızasını düşünerek yaptığın harcamalara, hatta yemek yerken eşinin ağzına verdiğin lokmalara varıncaya kadar hepsinin mükâfatını alacaksın. ”Buhârî, Îmân, 41, Cenâiz 36, Vesâyâ 2, Nefekât 1, Merdâ 16, Daavât 43, Ferâiz 6; Müslim, Vasıyyet 5. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Ferâiz 3; Tirmizî, Vesâyâ 1; Nesâî, Vesâyâ 3; İbni Mâce, Vesâyâ 5 Erkam Yayınları, Riyazüssalihin vd. Bu hadisi şerif çerçevesinde, konuyu izah ederken, özellikle, hatta eşinin ağzına verdiği lokma bile ifadesinin, eşler arasındaki muhabbet, sevgi ve birlikteliği de sağladığını anlatmıştım. Ertesi gün, çok sevdiğim bir din görevlisi hocamız, Müftülükteki odama gelerek, beni ziyaret etti Sohbet ederken, düğün sohbetinde anlattığım hadisi şerif ile ilgili olarak, bana şunları anlattı -Hocam ben 40 yıllık din görevlisiyim. 40 yıllık da evliyim. Şimdiye kadar bu hadisi duymamıştım. Sohbetten sonra eve gittim. Eşim, balkonda oturalım dedi. Yaz mevsimi olması sebebiyle, muhabbet ederken, kestiği karpuzu tabaklara dilimler halinde koymuş, bana da buyur bey diye verdi. Ben de karpuz tabağını elime aldım. Çatalı karpuz dilimine batırdım. Tam ağzıma alacakken, Hocam inanın, sizin anlattığınız hadis-i şerif aklıma geldi. Siz gözümün önüne geldiniz. Bir an durdum. Ağzıma götüreceğim bir dilim karpuzu çatalımla eşimin ağzına uzattım. Buyur dedim. Eşim o karpuz diliminden ısırdı. Sonra bana hayırdır, 40 yıllık evliyiz, şimdiye kadar böyle bir şey yapmamıştın. Ne oldu, sana deyince, Hocam ben de eşime peygamberimizin hadisini anlattım. Eşim gözyaşlarını tutamadı. “ O ne büyük insan, bundan 1400 küsür sene önce, bir hadisin uygulamasını gördüm” dedi. Ve çok mutlu oldu. Ben de bu hatıramı sizinle paylaşmak istedim, dedi. Evet, demek ki peygamberimizin hadislerini okumak yetmiyor, onu hayatımızda da uygulamak gerekiyor. Uygulayanlara ne mutlu! Vehbi Akşit- Belçika La Louvire Yavuz Sultan Selim Cami Din Görevlisi Erkam Yayınları, Riyazüssalihin vd. 294. Sa`d İbni Ebû Vakkâs radıyallahu anh’ın rivayet ettiği, bu kitabın baş tarafındaki ihlâs ve niyet konusunda geçen uzun hadiste Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Sa`d’e hitâben şöyle buyurmuştu “Allah rızasını düşünerek yaptığın harcamalara, hatta yemek yerken eşinin ağzına verdiğin lokmalara varıncaya kadar hepsinin mükâfatını alacaksın.” Buhârî, Îmân, 41, Cenâiz 36, Vesâyâ 2, Nefekât 1, Merdâ 16, Daavât 43, Ferâiz 6; Müslim, Vasıyyet 5. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Ferâiz 3; Tirmizî, Vesâyâ 1; Nesâî, Vesâyâ 3; İbni Mâce, Vesâyâ 5 Açıklamalar Sözü edilen bu 7 numaralı uzun hadîs-i şerîfte Sa`d İbni Ebû Vakkâs başından geçen bir olayı anlatmıştı. Olay şu idi Peygamber Efendimiz’le birlikte Vedâ Haccı için Mekke’ye gelmişlerdi. Sa`d orada ağır bir hastalığa yakalanmıştı. Efendimiz kendisini ziyârete geldiğinde, Mekke’de öleceğini düşünerek ona bir mesele danışmıştı. Demişti ki, ben zengin bir adamım. Kızımdan başka da mirasçım yok. Malımın üçte ikisini sadaka olarak dağıtabilir miyim? Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem de ona mirasçılarını zengin bırakmak gerektiğini, onları başkalarına muhtaç etmenin doğru olmayacağını anlatmış ve malının üçte birini sadaka olarak dağıtabileceğini buyurmuş ve peşinden de yukarıdaki hadîs-i şerîfi söylemişti. Bu hadîs-i şerîf her işin başının Allah rızası olduğunu ortaya koymakta, insan ne yaparsa Allah’ı memnun etmek için yapmalı, demektedir. Burada bize şu anlatılmaktadır Allah’ın hoşnutluğunu kazanmak için büyük paralar, servetler harcamak şart değildir. Çoğu kimsenin önemsemediği bir işi yaparak da Allah rızası kazanılabilir. İnsan eşini, çoluğunu çocuğunu sevindirirken, onlarla gülüp oynarken bile sevap elde edebilir. Önemli olan, “Rabbim ben eşimi mutlu etmek, çocuklarımı sevindirmek istiyorum. Sen onları bana emanet ettin. Ben de senin emanetine saygı duyuyor, onlara karşı görevimi yapıyorum”, diye düşünebilmektir. Çocuklarına bir yiyecek, giyecek alırken Allah’ı düşünmek ve onun rızasını elde etmeyi istemektir. Aile fertlerinin geçimini temin etmek, onları kimseye muhtaç etmemeye çalışmak dinimize göre önemli bir olaydır. Allah’ın sevgisini, cennetini, cemâlini kazandıracak kadar büyük bir meseledir. Eşiyle şakalaşırken maddî haz duymak, sevap kazanmaya engel değildir. Nitekim Peygamber aleyhisselâm insanın eşiyle cinsî ilişkide bulunmasının bile sadaka olduğunu ifâde buyurmuş; bunu yadırgayan sahâbîlerine “Ya ihtiyacını haram yoldan giderse ne olacaktı!” diyerek bu gerçeği perçinlemiştir. Şakalaşırken eşin ağzına verilen bir lokma bile sadaka sayılırsa, ailesinin ihtiyaçlarına sarfettiği paralar kim bilir insana ne büyük sevaplar kazandırır! Hadisten Öğrendiklerimiz 1. Allah rızası için yapılan her hayır insana sevap kazandırır. 2. Mübah işler iyi niyetle yapıldığında birer hayıra dönüşür. 3. Bir müslümanın eşini sevindirmek için yaptığı her davranış, Allah’ı memnun eder.
eşimin zina yapmaması için dua