Denemeyeisteklidirler: 1. sınıf çocuğu hala herşeyi yapabileceğine inanır,bu yüzden risk almaktan çekinmez.Sınıfta çok fazla yaratıcılık ve dışavurum görürüz.Yaptıklarını sergilemekten çok hoşlanırlar. Bu yüzden yüreklendirmek yaratıcılıklarını ateşlemesi açısından çok yararlıdır. Memnun etmek isterler Amamasumiyet konusunda defalarca sınıfta kalmış, yargısız infazların susmak bilmeyen yargıçları cübbe gardıroplarından bu kez avukatlık cübbesini çıkarıp ipe sapa gelmez savunmalara giriştiler bile. bu kez avukatlık cübbesini çıkarıp ipe sapa gelmez savunmalara giriştiler bile. Hem de ne savunma. Okuma, araştırma Birçocuğum ben, Topraktan araba yapıp, Rengârenk yollara düşen. Bir çocuğum ben, Gövdesi havuçtan, kanatları maruldan, Bir uçak yapıp, BTSin “WINGS”i Gaon Grafiğinde Kendi Rekorunu Kırıyor. BTS’in ikinci stüdyo albümü “WINGS”, 2010 yılından beri Gaon Chart’da kaydedilen, piyasaya çıktığından beri en çok satan albüm olma özelliğini taşıyor. Albüm, Gaon’un 2016 yılının en çok satan albümü ve geçen yıl toplam 710.000 kopya sattı kibritsuyu#1446750. Kalecik bana 60 km, bi bira ısmarlayacaksan gider alırım. antihero (04.10.20 03:06:21 ~ 03:07:32) Sınırlı Sorumlu Kalecik Bağcılık Ve Organik Tarım Ürünleri Üretim Ve Pazarlama Kooperatifi: 0312 530 33 32. bir de burayı arayıp sorabilirsin, belki sXKNi5. 1. sınıfa başlayan çocuğun psikoloji velilerin ve öğretmenlerin gündeminde. Okulların açılmasına sayılı günler kala 1. sınıfa başlayan çocuğa nasıl davranmak gerekir sorusunun yanıtı haberimde. Abone ol Okula uyum haftası için geri sayım başladı. 10 Eylül 2018 Pazartesi günü itibariyle anasınıfı ve birinci sınıfa başlayacak çocuklar için ders zili çalacak. Velilerin aklında ise 'Okula yeni başlayacak çocuklara nasıl davranmalı?' sorusu var. Çocuk Gelişimcisi ve Anne-Çocuk Yazarı Deniz Temur, okula uyum haftası öncesi velilerin işini kolaylaştıracak, okul kaygısını azaltacak önerileri anlattı. Okula yeni başlayacak çocuklardan önce velilerin sürece uyum sağlaması ve kaygı seviyelerini azaltmaları gerektiğini söyleyen Deniz Temur, "Anne babalar çocuklarından daha fazla kaygı duymamalı. Sürekli okulla ilgili konuşan, çocuğuna okulla ilgili telkin ve hatırlatmalarda bulunan, çocuğunun okula alışmakta zorluk çekeceğini sıklıkla dile getiren ebeveynlerin çocuklarında okula karşı daha fazla direnç oluşur. Anne ve babalar özellikle bu süreçte çocuğun yanında 'bizim çocuk kesin ağlar', 'ilk kez bizden ayrılacak nasıl olacak', 'okulda yemek yiyebilecek mi, tuvalete gidebilecek mi, okul başlayacak heyecanlı mısın, korkuyor musun? gibi konuları konuşmaktan kaçınarak işe başlamalılar" dedi. KAYGININ NEDENİ OKUL DEĞİL GEÇMİŞ DENEYİMLERDİR Çocukların yeni ortamlara hızlı uyum sağlama kapasiteleri olduğunu ve değişime açık olduklarını söyleyen Deniz Temur, okula uyum konusunda zorluk yaşayan çocukların asıl kaygı nedeninin okul değil geçmişte yaşadıkları deneyimler olduğunun altını çizdi. Temur, "Eğer çocuk anne ve babasıyla güvenli bağlanma sürecini tamamlayamadıysa, geçmişte anne ve babasıyla iletişim sorunu yaşamışsa, yaşıtlarından uzak evde izole bir erken çocukluk dönemi geçirdiyse, aşırı kaygılı ebeveynlere sahipse, istememesine karşın zorla anne ve babasından ayrı ortamlarda büyütülmüşse okula uyum sağlaması zorlaşır. Bu durumdaki çocuklara sahip ebeveynlerin okuldan önce mutlaka çocuklarıyla güvenli bağlanma süreçlerini tamamlamaları, çocuklarıyla kaliteli iletişim kurmanın yollarını bulmalı ve onlara okulda da güvende olduklarını hissettirmeleri gerekir" diye konuştu. NET VE KISA KONUŞUN Çocuklarla okul hakkında konuşmak yerine onları okula hazırlayan süreçlere odaklanın önerisinde bulunan Deniz Temur, şunları söyledi "Mümkünse çocuklar okula uyum haftasından önce okulla tanışmalılar. Eğer okul çocuklar için yaz aktiviteleri yapıyorsa mutlaka bu etkinliklere katılmaları sağlanmalı. Okul gezdirilmeli, okulun bahçesinde oyunlar oynanmalı. Bu sayede çocuklarda okulun keyifli ve eğlenceli bir yer olduğu algısı gelişir. Okulla ilgili ille de bir şeyler anlatmanız gerektiğinde yada çocuklar okulla ilgili sorular sorduğunda mutlaka kısa ve net yanıtlar verilmeli konuşma uzatılmamalı." EN UYUMLU ÇOCUK BİLE KAYGI DUYABİLİR Okul öncesi eğitim almış, yeni ortamlara açık çocukların bile okula başlama sürecinde kaygı duyabileceğini hatırlatan Deniz Temur, basit kaygıları aileleri kabul etmesi ve süreci sakince kontrol etmeleri tavsiyesinde bulundu. Okul kaygısının yalnızca okulun ilk haftalarında görülmediğini de vurgulayan Temur, eğitim yılı içinde de okul kaygısı oluşabileceğini söyleyip şunları anlattı "Çocuğunuz okula başladığında sürece uyum sağladıysa ancak bir süre sonra okula gitmeyi reddediyor, okula karşı kaygı duymaya başlıyorsa aileler bunun altında yatan nedenleri mutlaka bulmalılar. 1'nci sınıfı öğrencileri için okuma-yazma süreçleri bir kaygı nedeni olabilir. Akranlarıyla ya da öğretmenleriyle yaşadığı sorunlar kaygıyı tetikliyor olabilir. Ailelerin başarı talepleri, mükemmeliyetçi tarzları ve okul sürecine fazla müdahaleci olmaları okula karşı çocukların fobi geliştirmesine de neden olabilir." ÖĞÜT VERMEYİN DUYGULARINI ANLAYIN "Kaygı anında verilen hiç bir öğüt işe yaramaz" diyen Deniz Temur, ailelere "Çocuğunuza duygularını anladığınızı söyleyin. Sorunlarla baş etmek için neler yapmak istediği konusunda fikrini sorun. Çocuklar kendilerini anlayan biri olduğunda çoğunlukla kaygıyla baş edebilecek çözümleri kendileri bulabilirler. Mesela çocuğunuza 'okula gitmek zorundasın' demek yerine, 'okula gitmekten korktuğunu endişe duyduğunu anlıyorum. Daha iyi hissetmen için neler yapabiliriz bir şeyler düşünelim mi?' diye sorabilirsiniz. Çocuğunda ortak olduğu bir çözüm yolu her zaman işe yarar" tavsiyesinde bulundu. Kaynak Öğrenme güçlüğü dediğimizde aklımıza gelen deli sorular var. Neden kaynaklanıyor? Sonuçları neler? Ne yapmalıyız? Bu çocuklar dahi mi? Neden sürekli hayaller kuruyorlar? Öğrenme Güçlüğü ile ilgili detaylı bilgi için “Öğrenme güçlüğü- başarısız olana kadar bekle” yazımı da okuyabilirsiniz. Bu yazıda öğrenme güçlüğü ile ilgili ilk akla gelen soruları cevaplamaya çalışacağız. Her öğrenme güçlüğü tanısı alan çocuk öğrenme güçlüğü müdür? Hayır. Tanılama kriteri başarısızlığa dayalı olduğu için bu durum maalesef doğru değildir. Çocuklar başarısızlık nedenlerine bağlı olarak pek çok açıdan yaşadıkları başka problemler nedeniyle de öğrenme güçlüğü tanısı alıyor olabilir. Mesela okula erken başlama, anadili farklı olma vb. Öğrenme güçlüğü olan çocuklar dahi midir? Hayır. Kamuoyunda Einstein hastalığı gibi anlatıldığı için bu yanlış algı mevcuttur. Bu çocuklar normal veya normalüstü zekâdadır. Ancak algılamaları biraz farklı olduğu için yaratıcılık ve hayal gücü konusunda çok zengin olanları vardır. Bu durumda yaratıcılık zekâ ile ilişkili bir alan olduğu için özel yetenekli veya dahi gibi algılanmış olabilir. Burada asıl önemli soru bu değildir. Zekâ zaten bir potansiyeldir ve kullanılmadıktan sonra hiçtir, yanlış kullanılırsa zaten suçtur. Öğrenme güçlüğü tanısı alan çocukların büyük çoğunluğu normal zekadadır. Bazı zihinsel engelli çocukların aslında öğrenme güçlüğü olması mümkün müdür? Teorik olarak bir çocuğun öğrenme güçlüğü tanısı alması için normal veya normalüstü zekaya sahip olması gerekir. Ancak bazı durumlarda çocukta dikkat hafıza kısa süreli bellek gibi sorunlar ağır seyrettiğinde çocuğun girdiği zeka testinde zihinsel engelli öğrenci performansı sergilemesi gibi durumlarla da karşılaşılmaktadır. Özellikle garden variety olan çocuklar da bu çok sık rastlanır. Çocuğa uygun bilişsel müdahale yapıldığında bu alanlar gelişirken bir sonraki test değerlendirmesinde zihinsel engelin ortadan kalktığı ve çocuğun öğrenme güçlüğü tanısı aldığı veya tanının ortadan kalktığı durumlar görülebilmektedir. Kelime hatırlamada zorluk veya sözel akıcılık öğrenme güçlüğünün neresindedir? Gecikmiş konuşma, dil ve konuşma problemleri, sözel akıcılık problemleri genel olarak öğrenme güçlüğüne eşlik eden dil gelişimsel problem alanlarıdır. Bazı uzmanlar öğrenme güçlüğünün özünde dil gelişimsel bir problem olduğunu da savunmaktadır. Öğrenme güçlüğünün nörolojik olduğunu, bu nörolojik problemin beynin dil gelişim bölgesinde olduğunu da söyleyen araştırmalar vardır. Bu kadar derinlere inmek gerekir mi sorusunu sorarak, dil gelişimi bir göstergedir ve öğrenme güçlüğü müdahale programlarında dil gelişimi mutlaka desteklenmelidir diyebiliriz. Hızlı İsimlendirme – Disleksi teşhisi konan çocuklarda sıklıkla görülür. Sinirbilim perspektifinden bakıldığında, hızlı isimlendirme sorununun ayrı bir sorun olarak değil, disleksi ile ilişkili genel işleme sorunlarının bir tezahürü olduğu anlaşılmaktadır. 4 yaşında çocuğumda konuşma problemi var ilerde disleksi olur mu? Olabilir. Erken zamanda tespit ve müdahale hem çocuğun başarısızlık deneyimini yaşamadan sorunu halletmeye başlama bakımından önemli hem de erken dönemde müdahaleye cevap süresi kısa olduğu için etkilidir. Sadece “r” leri söyleyemiyor olması normal olabilecekken, buna “k” “t” “s” “z” gibi harfler de eklendiğinde ya da söyledikleri kelimelerin sesleri yer değiştiriyorsa “tarpuz” “yarpak” “tulavet” kafamızda soru işareti oluşmasında fayda var. Gecikmiş konuşma gibi sorunları olan çocukların sesleri ayrıştırmada da sorun yaşadıkları, fonolojik farkındalıkla ilgili problem yaşadıkları görülmektedir. Öğrenme güçlüğü ile Disleksi arasında fark var mıdır? DSM-5’e göre Disleksi öğrenme güçlüğünün tiplerinden biridir. Öğrenme güçlüğü’nün çeşitleri var mıdır? Çoktur. Disleksi bu aynı zamanda en çok görünen ve yaygın kullanılan olduğu için öğrenme güçlüğü yerine de sık kullanılır Disleksi, disgrafi, discalculi, dispraksi, garden variety, hiperleksi gibi pek çok grupta ele almak mümkündür. 3. Sınıfa giden çocuğun hala heceliyor ne yapmalıyım? Yavaş okuyor ve sınıfta okumaya utanıyor. Okumayı sevmiyor. Sesli kitapları dinlemesi ve gözüyle takip etmesini sağlayabilirsiniz. Birlikte okumalar yapabilirsiniz. Okumanın hangi düzeyinde olduğu ve o düzeyden daha ileriye nasıl bir müdahale ile gideceğini anlamak ve program oluşturmak için uzman desteği alabilirsiniz. Bizim çocuk Öğrencim hemen unutuyor. Neden? Öğrenme güçlüğüne çok sık hafıza problemi de eşlik ediyor. Bu hafıza sorunu bilginin işlemlenmesi ile, girdi sorunu ile, çıktı sorunu ile ilgili olabildiği gibi, sınıflama ve sıralama gibi becerilerin eksikliği ile de öğrendikleri bilgiyi sınıflayamama ve dolayısı ile depolayamama sorunu yaşıyor olabilir. İşitme bozukluğu olan bir çocuğa disleksi tanısı konabilir mi? Evet. İşitme Engeli kendi başına sözel dil ve okuma problemleri riskini arttırır. Ancak, dislekside görülen beyin farklılıkları belirgindir ve işitme bozukluğu ile ortaya çıkabilir, ancak her zaman eşlik etmek zorunda değildir. Çocuğun kaç yaşında işitme engelli olduğu da çok önemlidir. İşitme engeli olduğunun anlaşılıp cihaz takmaya başlaması arasında geçen süre de önemlidir. 0-3 yaş dil gelişimi için çok önemlidir ve bu sırada işitme problemi tespit edilmezse bu aynı zamanda dil problemlerine ve belki de okuma öğrenmesine olumsuz etki edebilir. Kulak işitme taramaları artık doğumdan hemen sonra yapılmaktadır ve genel olarak erken dönemde hemen tanılanıp cihaz kullanımına geçilmektedir. Çocuğunuzda bunu atlamadığınızdan emin olun. Bir çocuk hem öğrenme güçlüğü hem dikkat eksikliği olabilir mi? Evet. Tanılamaları ayrı ayrı yapıldığı için aynı anda 2 tanı da alabilir. Ancak öğrenme güçlüğünün içinde dikkat eksikliği olabildiği gibi, dikkat eksikliği de öğrenme güçlüğüne neden olmuş olabilir. Bu sorunun cevabını alabilmek için çocuğa test yapmak ve becerilerinin seviyesini anlamak gerekmektedir. CAS Cognitive Assessment System bu konuda bize yardımcı olabilecek bir test bataryasıdır. Herhangi bir kaza veya travma öğrenme güçlüğüne neden olur mu? Kazada beyin hasarı olduysa olabilir. Duygusal bir travma ise de bu mümkündür. Duygusal sorunlar da öğrenmede sorunlara, akademik başarısızlığa neden olabilir. Başarısızlık nedeninin doğru tespit edilmesi önemlidir. Çocuğu tanılamak ile tanımak arasındaki fark tam da budur. Tanılama telaşında olan herkes öğrenme alanında güçlük yaşayan çocuğa öğrenme güçlüğü diyebilir ama asıl marifet öğrenme güçlüğüne veya akademik başarısızlığa neden olan şeyi bulmaktır. Etkili müdahale de tam burada başlar. Öğrenme güçlüğü tedavi edilebilir mi? İlaçla hayır. Etkili müdahale ile çocuklar mutlaka ilerler. Nedeninin ne olduğuna bağlı olarak belirtiler tamamen ortadan kalkıp çok başarılı ve mutlu olabildikleri gibi bazı ağır seyreden ve nörolojik temelli durumlarda daha yavaş ve az ilerleme olabilir. Ama doğru yöntemle her çocuk mutlaka ilerler. Ne kadar süre müdahale etmek uzman desteği almak gerekir? Bu çocuğun durumu, yaşı, hangi sınıfta olduğu, gelişim hızı, motivasyonu, ailenin meseleyi anlaması, sahiplenmesi ve sorumluluklarını yerine getirmesi gibi pek çok değişkene bağlıdır. Müdahale diyoruz sürekli nedir bu müdahale? Çocuğun gelişiminin incelenmesi ve ihtiyaçlarının belirlenmesinin ardından hazırlanan ve çocuğa uygulanan, ailenin de evde desteklemesinin istendiği akademik ve zihinsel gelişimle ilgili hazırlanan çalışma planıdır. Bu müdahale programını kimler uygulayabilir? Öğrenme güçlüğü alanında çalışan özellikle psikolojik danışmanlar PDR mezunları ve özel eğitim öğretmenleri bu alanda çok iyi işler çıkarmaktadır. Çocuğun ihtiyaçlarına göre bu ekibe ergoterapistler ve dil konuşma terapistleri de eklenebilir Dikkat eksikliği durumunda çocuk psikiyatristi devreye girer. Öğrenme güçlüğü çalışmak genelde ekip çalışmasını gerektirebilir. Ancak orkestra şefi genelde psikolojik danışmandır. DİKKAT VE ZEKA GELİŞTİREN SETLERİMİZİ İNCELEMEK İÇİN TIKLA Kaynak – Uzman Psikolog Ömer Cimem “Çocuğum Hazır Mı?” İşte o beklenen günler yaklaşıyor. Anaokulunun son günlerinin yaklaşmasıyla beraber tüm öğrencilerde ve velilerinde “büyük okula” gitme heyecanı başladı. Bir yaş daha büyümenin getirdiği özgürlüklerle birlikte, “okullu” olmanın sorumluluklarının bir araya geleceği sizin çocuğunuzun ne kadar hazır olduğunu düşündünüz mü? Okul olgunluğu sadece bilişsel olarak gelişim sağlamasından çok daha kapsamlı bir kavramdır. Okul olgunluğu denildiğinde; zihinsel, bedensel, duygusal, sosyal ve dil gelişimi gibi çeşitli yönlerden hazır olmayı gerektirir. Çocuğunuzun bu becerilere sahip olmadığını öğretmenleriyle görüşerek, gözlem yaparak ve ilköğretime hazır oluş ölçekleri uygulanmasını sağlayarak takip edebilirsiniz. Çocukların başlamadan önce sahip olması gereken becerileri sıralayacak olursak; Dikkat süresi yeterince uzun olmalı 40 dakikalık ders süresi boyunca odaklanarak, ders içi etkinliklere katılım sağlamalıdır. Özbakım becerilerini kazanmış olmalı Öğrencilerin kendi başlarına ihtiyaçlarını giderebiliyor olmaları, onların her ortamda kendilerine güvenli bir şekilde davranmalarını kolaylaştıracaktır. Sırasını bekleme, sabır gösterme Çocukların yaptıklarını gösterme ve öğrenme konusunda heyecanlı olduklarını biliyoruz. Ancak başladığında sınıf arkadaşlarıyla birlikte hareket edebilmesi de önemli bir kazanım olarak karşımıza çıkıyor. Teneffüslerde kendisini koruma, dengeli hareket etme Öğrencilerin ilgili en çok merak ettikleri ve heyecanla bekledikleri şey; teneffüs. Arkadaşlarıyla özgürce oyun kurup, eğlenebilecekleri bu sürede kendilerine ve arkadaşlarına zarar verme olasılığı olan hareketler kaçınma becerisine sahip olmaları gerekiyor. Aileden ve evden kolay ayrılabilme Anaokulu eğitimi almış olan olan öğrenciler bu konuda daha deneyimli olsa da, anaokulu dışında farklı bir “büyük okul”da olma düşüncesi, sorumluluklarının artacağı düşüncesiyle başlama konusunda kaygılı olabilirler. Bu konuda ona olan güvenimizi sık sık vurgulamanın yanı sıra çözüm bulabileceği kaynakları Müdür yardımcısı, Sınıf öğretmeni, Psikolojik danışman, Nöbetçi öğretmen… tekrar tanıtmak yararlı olacaktır. Öğretmen ile iletişim kurabilme Anaokulunda olduğu gibi ilkokulda da öğretmeni ile paylaşımlarda bulunmak ve istek-önerilerini aktarmak öğrencilerin en doğal hakkı. Uygun iletişim yöntemlerini kullanarak duygu ve düşüncelerini doğru şekilde ifade edebilme becerisine sahip olmaları oldukça önemlidir. Öğretmenin verdiği yönergeleri zamanında anlama ve takip etme Akademik eğitimin ağırlık kazanması ile sınıf içinde yapılan çalışmaların da ağırlığı değişiyor. Daha önce de ifade edildiği gibi; öğrenciler 40 dakikalık ders süresi boyunca odaklanarak, ders içi etkinliklere katılım sağlama konusunda gayretli olmalıdır. Arkadaşlık ilişkileri ve iletişim İlkokul ortamı özgürlüklerle sorumlulukların iç içe geçtiği bir ortam. öğrencisi olarak artık teneffüslerde hangi oyunu oynayacağına, hangi arkadaş grubu içinde olacağına daha özgür bir şekilde karar verebilme şansına sahip oluyor. Ancak bu durum artan sorumlulukları da getiriyor. Bu sorumluluklardan bazıları; arkadaşlarıyla oynadığında kendisine ve arkadaşına zarar verici oyunlardan kaçınmak, teneffüs sürelerine dikkat etmek, ders içi sorumluluklarını tamamlamak olarak sıralanabilir. Kendi sorumluluğunu taşıma öğrencisi olarak, birey olma adına en önemli adımlardan biri olan kendi sorumluluğunu taşıma bilincine sahip olmaları gerekiyor. Bu bilince sahip olmanın yolu da, sorumluluklarını kendi başına tamamlayabilmenin tadını çıkarmasıdır. Diğer tüm gelişim aşamalarında olduğu gibi anne-babalara düşen son bir görev; çocuğunuzun her zaman sizden destek alabileceğini hatırlatıp, kendi çabaları ile büyümelerine ve gelişmelerine imkan tanımanız anne-baba olarak yapacağınız en iyi tutumdur. giden kızım eğitim okula yeni başladığı için zorlanıyor. Bu süreçde haftanın 5 günü ona destek olacak sınıf öğretmenine ihtiyacımız var. Sabah 8 akşam 6 arası gelecek. Ev Ödevlerine Yardım Edebilmeliİlkokul Dersleri VerebilmeliOnline Eğitimlere Destek Verebilmeli Çalışma Şekli Gündüzlü Güncelleme Yayınlama İlan No 201953 Şehir Başakşehir / İstanbulAvrupa Mahalle Bahçeşehir İstanbulAvrupa 'da oturan ailemizin Ev Ödevlerine Yardımcı arayışı bulunmaktadır. Eğer Ev Ödevlerine Yardımcı pozisyonunda iş arıyorsanız ücretsiz olarak "Kayıt Ol" sayfasından özgeçmişinizi oluşturabilirsiniz. Bu ilana başvuru yapabilmeniz için özgeçmişinizin bulunması gerekmektedir. özgeçmişiniz varsa, kullanıcı giriş bilgilerinizle giriş yaptıktan sonra yine bu sayfada bulunan "Başvur" butonuna basarak iş başvurusu yapabilirsiniz. Bakıcı Girişi E-Posta veya Cep Telefonu Numarası Giriş Şifresi Üye değil misiniz? Bakıcı olarak iş mi arıyorsunuz? Öyle ise hemen üye olabilirsiniz. Üye iseniz giriş yapın. Bilgilerini Güncelle Seni daha iyi tanıyabilmemiz için bize yardımcı olur musun? Bu ilan yayından kaldırılmış ya da ilanın süresi geçmiş olabilir. İşlem Gerçekleştiriliyor. Lütfen bekleyin... Hemen üye ol!İş fırsatlarını kaçırma 1. sınıf okuduğunu anlama etkinliği test, 1. sınıf okuduğunu anlama çalışması test, 1 sınıf anlama testi indir, 1. sınıf okuduğunu anlama testi indir, 1. sınıf okuduğunu anlama test soruları indir 1—Aşağıdakilerden hangisi yenir? a Ekmek b Süt c Kazak 2—Aşağıdakilerden hangisi renk ismi değildir? a Sarı b Lacivert c Fenerbahçe 3—Gözümüz olmasaydı ne olurdu? a Koklayamazdık b Duyamazdık c Göremezdik 4—Aşağıdakilerden hangisi ile yazı yazarız? a Kitap b Kalem c Silgi 5—Aşağıdakilerden hangisi içilir? a Ekmek b Süt c Kazak 6—Kulağımız olmasaydı ne olurdu? a Koklayamazdık b Duyamazdık c Göremezdik 7—Ülkemizi düşmanlardan kim kurtardı? a Atatürk b Cumhuriyet c Kemal 8—Aşağıdakilerden hangisi giyilir? a Ekmek b Süt c Kazak 9—Burnumuz olmasaydı ne olurdu? a Koklayamazdık b Duyamazdık cGöremezdik 10— Aşağıdakilerden hangisi okunur? a Gazete b Bilgisayar c Televizyon 11-Sınıfımızda aşağıdakilerden hangisi vardır? a Koyun b Kalem c Kavak 12—Çantamızda aşağıdakilerden hangisi vardır? a Kitap b İnek c Taş 13—Aşağıdakilerden hangisi yenmez? a Elma b Ekmek c Odun 14—Aşağıdakilerden hangisi içilmez? a Mazot b Çay c Ayran 15—Aşağıdakilerden hangisi giyilmez? a Önlük b Perde c Kazak Benzer Yazılar

1 sınıfa giden çocuğum okuduğunu anlamıyor