Hiçbirsebep olmaksızın aşık olduğu kadına inanarak biricik oğlunun ölümüne neden olmuştur. 12. Aşk Kavramının İnsan Bedeni ve Zihnindeki Tezahürü: "Ah ne hilekârsın yaşam, nasıl saklıyorsun gizli hislerini, çirkin ruhuna güzel bir yüz giydiriyorsun!” (sayfa 48) Aşk, tartışmasız insanlık için en büyük Sevilmek gibi bir kaygınız, derdiniz olmasın, olmamalı. Çünkü hiç kimsenin sizi, sizin sevdiğiniz kadar ve gerçek manada sevmesi söz konusu Bu hayattan hiçbir şey kazanamayıp olduğumuz gibi ayrılmakta bize bağlı, sosyal ve kişisel becerilerimizi olabildiğince geliştirip sıradanlıktan uzak, zengin bir hayat yaşamakta. Bir arkadaşım, istediklerimiz için birikim yapmamızla ilgili “Benim zaten ilerisi için istediğim bir şey yok ki. Anksiyete diğer adıyla kaygı bozukluğudur. Sürekli olarak gelecek hakkında düşünüp bir şeyler için kaygı ve endişe duymaya anksiyete denir. Anksiyete ne demek, anksiyete bozukluğu olan birey günlük yaşamında hiçbir şey yapmak istemez çünkü kafasındaki düşüncelerden dolayı bir şey yapsa da keyif alamaz. Anksiyete Felsefe yapmak insanın yaşamında olabilecek en değerli şeylerden biridir. Felsefe hayatla doğrudan ilgilenmek düşüncesinden ayrı tutulamaz. Diyojen, insan arıyor! Felsefi tavır hayatı ve hayata dair her şeyi sorgulamayı, eleştirmeyi ve görünenlerin ardındaki gerçeği aramayı gerektirir. Bu tavır felsefeciyi diğer xZDfoC. Uzun bir süre annelik bir kadının tek varış yeri olduğu, ancak bir çocuk doğurduktan sonra tam teşekküllü olabileceği düşüncesi vardı. Küçük kızlara bebek, oyuncak arabaları ve şişeler verilir. “O gerçekten bebeğim, bebeğim, gerçek bir bebek gibi, mükemmel anne olacak” diyor anne ve babalar, mutlular. Ama kızım büyüdü, zaman tükeniyor ve hamileliği planlarına dahil değil. Neden bir kadın çocuk istemez? Çocuksuz psikolojiyi anlamaya 1. Hypercentry2 2. Malzeme durumu3 3. Kötü aile öyküsü4 4. Kendini gerçekleştirme arzusu, kariyer5 5. Değerli bir ortak eksikliği6 6. Fiziksel değişikliklerden korkmak7 7. İdeolojik düşünceler1. HypercentryBir çocuğu büyütmenin harika bir iş olduğunu iyi bilen kadınlar var. Ve büyük bir sorumluluk. Mutlu ve sağlıklı bir insan yetiştirme göreviyle baş edebileceklerinden emin değiller. "Eğer bir çocuğa eksikliklerden oluşuyorsa ne verebilirim?" Hayatımdan mutsuzum, çocuğum tatmin olur mu? Hayır! "2. Malzeme durumuÇocuklar çok maliyetli bir projedir. Bu sadece bir sürgü ve bebek bezi seti değil, aynı zamanda eğitim, yiyecek, ilaç, alet, vs., vb. Ve büyük miktarlarda harcayacak 18 yıl en azından olacaktır. Kadınların her türlü sebebi için tavşan ve çim ile ilgili ipuçlarına ailelerde yetişen kızlar, “en kötüsü” nün neye benzediğini iyi bilirler. Ve zengin ailelerden gelen kızlar, uzun yıllar boyunca yüksek maddi bir düzeyi koruyamayacaklarından korkuyorlar. Ek olarak, ülkemizde kimsenin yardımını ümit Kötü aile öyküsüEbeveynlerin ciddi bir boşanması “annem gibi bir çocukla yalnız kalmak istemiyorum”, aile içi şiddet, genetik hastalıklar – bu tür travmatik faktörler annelik korkularının nedenleridir. Kız reddedilmiş, sevilmemiş, çok değerli hissediyordu. İfadeler "Kürtaj olsaydı daha iyi olurdu!", "Beni içeri getirin – Ben dışarı çıkacağım!", "Bu türden kim aldın?", Anne tarafından telaffuz edildiğinde, ruhsallığa büyük zarar verebilir. Bir kadın bilinçsizce aile senaryosunun tekrarından Kendini gerçekleştirme arzusu, kariyerBir kadın, bir kariyer inşa edip, hamilelik, doğum ve kararnameyle ilgili bir çalışma yürütebildiğinde, hayatının en iyi dönemini değiştirmek istemez. Mesleğin üç yıldır "düşmesi" için, kişi sadece durmaz, geri dönmez. Kaybedilen zamanı telafi etmek çok ve mantıklı çocuk o sadece işini vazgeçmek zorunda kalacağını, zamanının neredeyse tüm sürebilir, ama aynı zamanda bir hobi üzerinde henüz bağımlısı değil nakış, bazı benzeri kaya tırmanışı olacağı korkmaktadır. Bir kişi ve bir profesyonel olarak gerçekleşmek yerine, tek bir hipotastaz olacak – bir Değerli bir ortak eksikliğiBu en sık görülen durumlardan biridir. ve gibi bir kadın bebek sahibi sakıncası yok, ama o aile babası seven, sorumluluk sahibi, sevecen olması gerektiğini, eksiksiz olmalıdır inanmaktadır. Ülkemizde boşanma istatistiklerinin yanı sıra nafaka borçları da sizi düşündürüyor. Kadın ortağına makul taleplerini yapar, ancak güvenilmez olacağından korkuyor. Ve tek başına kendi gücüne güvenmeye hazır Fiziksel değişikliklerden korkmakHamilelik ve doğum, her şey yolunda giderse bile – ciddi bir sorun gövdesine akla değil, aynı zamanda sadece. Hormonal aksamalar, deri izleri, yaşlılık lekeleri, düşen saç ve diş problemleri, varis, hemoroid, kilo alma ve diğer "hayat Sevinçleri" daha uzun bir kadının dokuz ay eşliğinde doğumundan sonra uyku yoksunluğu, depresyon, emzirme ile ilgili zorluklar bu listeye eklenebilir. Korkuların bir çocuğun sahip olma isteğinden ağır basabileceği İdeolojik düşüncelerGezegenimizde çok fazla insan olduğuna inanan kızlar var. Kaynaklar sonsuz değildir, neden doğurur? Çocuklar büyüyecekler, hiçbir yerde çalışmayacaklar, hiçbir şey yiyemeyecekler ve nefes alacak hiçbir şey kalmayacaklar. “Eğer aniden bir çocuk istesem, onu yetimhaneden alırım” – bu kızların aklı, ve bu yansımaların kendi sebepleri vardır. Buna ek olarak, çocukların doğumu için standart motiflerin değersiz olduğunu düşünürler bütün bu "su bardakları", "kendilerini soyundan süren", "çok döşeli". Kadınlar, devlete “yeni petrol” vermek için, askerler için bir kuluçka makinesi olarak bedenlerini sağlamayı reddeden, annelik kudretinin propagandasına karşı istemek normal ve doğaldır. Ama onları da istemiyorum. Bir kişi makul bir varlıktır ve prensipte çoğaltılması gerekip gerekmediğine kendi karar verebilir ve eğer öyleyse bunu şimdi ya da sonra yapabilir. Çocuksuz, kimseye zarar vermez, kimseden hiçbir şey alınmaz ve çocuklardan çocuk kafalarıyla karıştırılmamalıdır nefret yapmak istemeyen kadınları utandırma. Eğer birisinin seçtiği kişi seçerse, kendisine soruyu sormalı, başkalarının hayatı neden bu kadar endişeleniyor? Belki de, böyle bir kişi, bir zamanlar böyle bir seçimin varlığını düşünmediğini üzüler. *Dikkat bu yazı aşırı gerçeklik içerir. Baştan uyarmadı hayatınızı değiştirmek çaba ve emek ister. Zaman ister. Akıllı ve sorumluluk sahibi bir insan gibi disiplinle çalışmayı gerektirir. Pes etmeyi değil. Sızlanmayı hiç değil. Planlı ve düzenli olarak bir kaç senede yapabileceklerinize inanın şaşırabilirsiniz. İşim gereği yüzlerce insanla çalıştım ve danışmanlık yaptım. Başta koydukları hedefleri gerekleştirdiler ve işin asıl ilginci o yoldayken hedefler de yükseldi ve değişti. Önemli olan bir hedefle başlamak, sonrası zaten geliyor. Tabii ki bu hedeflere ulaşmak için kendi düzeninizi oluşturmanız şart. Hayatımızdaki adil olmayan şeyler bizim suçumuz değil ama bunlardan kurtulmak bizim sorumluluğumuzda. “Ne yaparsam yapayım nasılsa baştan kaybettim” düşüncesini kabul etmiyorum, bundan çıkış yolları aramak da bizim sorumluluğumuzda. 3 maddemizle başlayalım 1 Rutinler İyidir ? Her bir birey, yaratıcı fedakarlığın ışığında mı yoksa yıkıcı bencilliğin karanlığında mı yürüyeceğine karar vermelidir. -Martin Luther KingŞimdi itiraf ediyorum ben de eskiden rutinlerden kolayca sıkılırım sanıyordum. Rutin yaratıcılığı öldürür vs gibi klişe cümleler de kurmuşluğum vardır üniversitedeyken. Oysa yaptığım araştırmalar ve bilimsel sonuçlar bunun tam tersini söylüyor. Hayatlarında yeterince düzen olmayan insanlar, hayatın getirdiği belirsizlikler altında strese ve kaygıya girmeye daha yatkındırlar. Tabii ki hayatımızda sürprizlere ve spontanlığa ihtiyacımız var ama düzen pattern aslında bizi çok daha sağlıklı ve odaklı yapar. “Overthinking” den uzaklaştırır, kafamızı rahatlatır. Eğer hayatınızda yeterince düzen yoksa, biyolojik ritmimiz sapıtabilir çünkü artık akşam belli bir saatte yatmak ve sabah belli bir saatte kalkmak için bir nedeniniz yoktur. bkz ikigai Çoğu insanın hergün aynı saatte uyanmamaları, günlük ritimlerinin circadian rythm çalışmasını takip ettiklerinden, yataktan kalkar kalkmaz depresyona girmeleri için tek başına yeterlidir. Belki de evlilik ve kurumsal hayat bu yüzden vardır, kimbilir Şaka bir yana, ilgi duyduğunuz birşey yapıyorsanız ve buna konsantre olmuşsanız, işte o zaman kendinizi canlı hisedersiniz. İşte o zaman hayat yaşamaya değerdir ve anlamlıdır. “Neden yaşıyorum? Bu hayattaki rolüm ne? Benim varoluş amacım ne?” gibi sorular ortadan kaybolur çünkü birleştiğiniz “anlam” o kadar güçlüdür ki, başka zamanlarda hayatı tanımlayan tüm sıkıntıları kenara iter. Bir “nedeni” olan kişi, tüm “nasılların” üstesinden gelebilir. – Nietzche Aslında bunun nasıl çalıştığını biliyoruz. Hayatınız boyunca hissedeceğiniz hemen hemen tüm pozitif duygular, bir şeyi elde etmenin sonucu olmayacak. Bu duygular, değer verdiğiniz bir hedefe yürürken işlerin yolunda gittiğini görmenizin sonucu olacaklar. Bu ikisi tamamen farklı şeyler ve farkı bilmelisiniz. Zira insanlar genelde amaçlarına ulaştıklarında dona kalırlar. Örneğin üniversiteye giriş sınavını kazandıktan sonra istediğimiz bölümü kazanınca bir ay boyunca mutlu olmadık mı? Benim hayalim Genetik Mühendisliği olup da yanlışlıkla ilk tercihim olan İTÜ İşletme Mühendisliğini kazandığımda pek olmamıştım itiraf edeyim Ya da mezun olduktan sonra?Tamam kabul, çoğunlukla tam tersi olur ve depresifleşiriz. İstediğimiz sınavları geçtikten sonra, istediğimizi elde ettikten sonra sürekli mutlu olacağımızı sanırız, ama öyle olmaz. “Şimdi ne yapacağım?” diye sorarız. Bu bizi depresifleştiren şeydir. Ama sınava çalışırken, elde etmeye çalışırken gayet iyiyizdir, eğer işler istediğimiz gibi gidiyorsa bu süreçten zevk bile alabiliriz. O yoğun çalışmalardan. Çünkü azim ve heyecanla doluyuzdur ki bu bizim sinir sistemimizin çalışma şeklidir. Yapılan araştırmalara göre pozitif duygularımız “git-peşinden koş” duygularıdır. O güzel beynimizin ödüle ihtiyacı var. Başarı hissine de. Siz hiç farkında olmasanız bile beynimiz başarı ve ödül ister. Başarılı hissetmek ister. Ufak da olsa o checklistteki maddelerin üzerini çizmek ister. “Dopamin beynin ödül devresi reward circuit ismi verilen bir kısmını ateşleyen bir kimyasal. Bu devre sizin arzu ve zevk hissettiğiniz ve aynı zamanda bir şeye bağımlı olduğunuz bölge. Dopamin’in evrimsel görevi sizi genleriniz için iyi olan şeyi yapmaya itmek. Ne kadar çok dopamin salgılarsanız isteğiniz de o kadar şiddetli oluyor. Hiç dopamin yoksa, karşınızdaki şeyi / kişiyi tamamen es geçiyorsunuz.”Yani eğer bir işiniz yoksa, bir düzeniniz yoksa, bu iyi bir şey değil. Her ne kadar az çalışıp çok kazanmak isteyen bir nesile doğru evrilsek de, kendi işlerimizi kurduğumuzda oh ne rahat kendi işimin patronu olacağım istediğim saatte yatıp kalkacağım dediğimizde o işler pek de öyle olmuyor. Diyelim ki iş değiştirmek istiyorsunuz ama çocuklarınız var, eşiniz var, kredi borcunuz var. Var da var. Bunlar sorumluluklarınız. Siz aldınız. Kimse size silah zoruyla yaptırmadı. O zaman bu sorumlulukları yerine getirmek için daha özveriyle yaklaşacağız. Strateji ile. “istifa edip kendi işimi kurayım kolay yoldan zengin olayım” bir strateji değil, sürdürülebilir hiç değil. İngilizceni geliştirmeye ihtiyacın var belki, Cv ni güncellemeye, mülakat yetkinliğini geliştirmeye, iletişimini arttırmaya, kendini doğru ifade etmeye, özgüvene. Bak bunlar strateji ile geliştirilebilir. Çalışmayla da. Düzensizliği önceleri ben de sevdiğimi sansam da aslında düzensizliğin kaotik yapısı altında ezilirsiniz ve herhangi bir pozitif duygu da hissetmezsiniz. Kaygı duymaya başlarsınız ama bu da bir dereceye kadar size itici güç oluşturuyorsa harika, fazla kaygı ise paralize eden bir durum. Yani dikkatli seçmek şart Mesela sabahları yatağını toplayarak başla, ufak bir şeyi düzelt. Ama düzelt. 2 Bir Anlam BulYaşam, tüm ızdırabına değecek kadar anlamlı nedir? Sizin için anlamlı bir şey yapmak nedir? Sürekli bu “anlam” peşinde koşuyoruz ama çoğumuz ne olduğundan bihaber. Çünkü öyle “norm” sayılan “normal” bir anlam yok. Herkesin anlamı kendine. Kendinizi bir şeyler yapmaya zorlayabilirsiniz, kendinize kızabilir veya ulaşılması imkansız hedefler koyabilirsiniz. Çoğu danışanım ilk başlarken ne yapmak istiyorsun listeler misin dediğimde. Haftada 1 kitap okumak, her gün spor yapmak, 1 milyon dolar kazanmak gibi gibi gibi hedefler koyuyorlar. Benim tepkim ise “Gerçekten mi? Bunu hemen bu hafta yapabileceğine inanıyor musun?” oluyor. Çünkü biliyorum ki koydukları bu zorlayıcı hedeflere ulaşamayınca canları sıkılıp, tamamen vazgeçiyorlar, kendilerini cezalandırıyorlar.​​​​​​​​​​​​​​​​​​​ Ama bunu yapmanızı tavsiye etmem. Bunun yerine kendinize “ne yapmak istediğinizi” sorun lütfen. Ve ayda 1 kitapla başlayın, ya da haftada 1 saat sporla. En kolay adımdan başlayın ve başardığınızı gördükçe giderek arttırın. Bu gerçekten de çok etkili bir teknik. Zaman akıp gidiyor. Anlamlı olanın peşinden koşmak bir lüks değildir. Mutluluğun peşinden koşun demiyorum bu gerçekçi olmaz ama anlam iyidir. Eğer bugün işinizde acı çekiyorsanız ve bir şey yapmazsanız, 10 sene içinde daha fazla acı çekeceksiniz ve çok daha yaşlı olacaksınız. bu yazı fazla gerçeklik içerir demiştim kusura bakmayın Hayat sadece mutluluk – mutsuzluk gibi tek bir boyuta indirgenemez. Hayat o kadar basit değil. Hayat karmaşık, trajik ve zor. Ve artık bugünkü sosyal medya ve trendler insanları kendi acılarına yabancılaştırıyor. Sanki mutlu değilsen zavallısın ve kaybedensin gibi lanse ediliyor. Acı içinde olduğunda, anlamsız işler yaptığında sanki kendilerinde bir sorun varmış gibi hissediyorlar. Bir tek sen mutsuzsun ve diğer herkes mutlu öyle mi? Instagrama göre öyle olabilir ama inan bana insanlarla çalışan biri olarak hayat hiç de sandığın gibi değil. Yalnız değilsin, diğerleri de acı içinde. Sadece tek fark onlar bu konuda bir şeyler yapmaya çalışıyor. Bunu sen de yapabilirsin. Arkadaşlar hayat anlamınızı bulmanız o kadar da kolay değil, 100 metreyi 10 sn de koşmaya benzemiyor. Ne yapman gerektiğini hala bulamadıysan kendine eziyet etmeyi bırak. Bloke etme potansiyelini. Yaşadığın duygu yelpazesi hayatını derinleştiriyor, acı olmasa, ızdırap olmasa, korku ve kaygı olmasa hayatın sığ olurdu ve sen bunun farkına vardığında iş işten geçmiş olurdu ama şu an bunu okuyorsan henüz geçmedi. Pes etme lütfen. 3 Bir Amacın OlsunSeni harekete geçiren şey nedir? Seni harekete geçiren bir şey bulabilirsin. Şimdi şuna karar ver lütfen. Amacın olmasına ihtiyacın var mı? Yani herkesin bu hayatta bir amacı var mı? Olmalı mı? Evet olmalı diyorsan eğer, önce amaçların ne onu bulalım. Amaçların olmalı. Sabah yataktan daha kalkmadan, gözlerini açtığında yatakta şunu düşünebilirsin “Bugün güzel bir gün geçirmek istiyorum ve akşam yatağa yapacağımı söylediğim ama yapmadığım şeylerin suçluluk hissi ile girmek istemiyorum. İlginç bir gün yaşamak istiyorum ve sorumluluklarımı yerine getirmek istiyorum. Aynı zamanda da bugünden de zevk almak istiyorum”. Sonra kendine şunu sorabilirsin “Bugünün böyle geçmesi için yapabileceğim neler var?” Bunu 3 – 4 gün her sabah yaptığında o güzel beynin sana cevap vermeye başlayacak ve senin için anlamlı olup da ertelediğin şeyleri yapman kolaylaşacaktır. 1 Benim için anlamlı olan şeyler neler? 2 Etrafımda bana doğru gelmeyen neler var? 3 Şu an yaptığım ve yapmamam gereken şeyler neler? 4 Şu an yapmadığım ama yapmam gereken şeyler neler? Bu listeleri yazarak başlayabilirsiniz. Ve eğer bu kadar anlamlı ve önemliyse senin için neden onlar için bir şey yapmıyorsun? Kendinize biraz saygınız olsun lütfen. Ben inanıyorum ki yapabileceğiniz bir sürü şey var. Sen gereklisin. Ve evet belki de düşündüğünden daha gereklisin. Hadi ufacık da olsa bugün onlar için bir şey yap! Küçük olsa bile bu adım, artarak çoğalan ve tekrar edilen kazanımlara dönüşsün. Disiplin ve sabır önemli, çok önemli. Kendine kızarak değil, kendinle anlaşarak değişebilirsin. Bakalım neler başarabiliriz birlikte, diğerlerini bilmem ama ben sana güveniyorum, başarabilirsin! Danışan Benim tek sıkıntım yapmak istediğim şeyleri yapamamak. Bir türlü başlayamamak. Yapmam gereken şeyleri biliyorum ve sürekli erteliyorum. Yaparsam ne kadar mutlu olacağımı da biliyorum ama nedense bir türlü başlayamıyorum. Beni engelleyenin ne olduğunu bilmiyorum ama bu beni gerçekten çok mutsuz Dr. Başak Örnek verebilir misiniz?Danışan O kadar çok örnek var ki, hayatım bunlarla dolu. Yapmak istediğim çok şey var. Upuzun bir listem var gerçekleştirmek istediğim. Hani her yılbaşı kendimize hedefler koyarız ya “Bu sene bunları gerçekleştirmeyi planlıyorum” şeklinde. Benim de bunun gibi hayata dair genel bir listem var. Ama onları başarmayı bir tarafa bırakın, günlük listelerimi bile başaramıyorum. En basiti, spora başlamak istiyorum ama bir türlü olmuyor. Her gece “Yarın mutlaka başlayacağım” diyorum, sabah olunca ya üşeniyorum ya da bin türlü bahane buluyorum. Canım sanki hiçbir şey yapmak istemiyor. Sadece işe gidip geliyorum. Bazen “Acaba depresyonda mıyım?” diye aklımdan geçiyor ama hayatımın diğer alanlarında bir problem yok. Yani arkadaşlarımla, ailemle çıkıp eğlenebiliyorum, yememde içmemde sıkıntı yok, işime gidip geliyorum, mutsuz da hissetmiyorum. Anneme sorarsanız bunun adı tembellik. “Sen sadece güzel liste yapıyorsun” diye benimle dalga geçiyor. Aslında haklı, listelerim harika ama hiçbiri gerçekleşmiyor. Bu beni hem çok kızdırıyor hem de böyleyim, sizce ne olabilir? İnsanlar kendilerini nasıl motive ederler? Bu neden bu kadar zor?- Dr. Başak Bu aslında birçok kişinin yaşadığı bir problem. Motivasyon bazı insanlar için çok kolayken bazıları için çok daha zor. Psikologlar da bu konu üzerine birçok araştırma yapıyor ve çeşitli teoriler üretiyor. Bilişsel Davranışçı Teori’ye göre, düşünceler ve duygular birbiri ile bağlantılı. Düşünce ve duygu yarıştığı zaman ise çoğunlukla duygu galip geliyor. Bu nedenle aklımızın bildiğini yüreğimiz istemediğinde yapmak neredeyse imkansız. Kendimizi ikna edemiyoruz. OLUMSUZ DUYGU HER ŞEYİ ERTELETİYORDanışan Evet aklım yap diyor ama canım istemiyorsa imkansız, ben de kendimi kesinlikle ikna edemiyorum. - Dr. Başak Bu konuyla ilgili bir araştırmada deneklere hüzünlü bir olay anlatmışlar ve onlara “Hüzün hissetmemeye çalış” talimatı verilmiş. Diğer gruba yine aynı olay anlatılmış ama onlara bu talimat verilmemiş. Deney sonucunda talimat alan grubun diğer gruba göre daha fazla üzüldüğü bulunmuş. Çünkü hüzün veya bunun gibi başka olumsuz bir duygudan kurtulmaya çalışan kişi, bu olumsuz duygular hakkında daha fazla düşünürken buluyor kendini, dolayısıyla bundan kurtulması da zorlaşıyor. Oysa kendi haline bırakılan kişinin aklına, aklını dağıtacak onlarca farklı düşünce geliyor ve odağı değişiyor. Bu da olumsuz duygunun azalmasına yardım ediyor. Yani “bilmek” duygunun değişmesine yardım Peki bunun motivasyonla ne ilgisi var? Ne yapmam gerektiğini bilmem yapmamı sağlayamıyor anlamında Dr. Başak Evet, bunun yanında insanların kendilerini iyi hissetmediklerinde daha fazla erteledikleri bulunmuş. Yani olumsuz duygu durumu ertelemeye neden DÖNGÜDEN KURTULMAK MÜMKÜNDanışan Bu bana da çok uyuyor ve bu maalesef olumsuz bir kısır döngüye iyi hissetmediğimde listemdeki maddeleri yapma isteğim yok ve aslında yapmadıkça da kendimi daha kötü hissediyorum. Kendimi kötü hissederken de canım hiçbir şey yapmak istemiyor. - Dr. Başak Üniversite öğrencileri arasında yapılan bir araştırmaya göre en fazla erteleyen öğrenciler, kendini kötü hisseden ler. Çünkü kendilerini iyi hissetmek için, yapmaları gerekenleri değil daha eğlenceli aktiviteler yapmayı tercih Aynı ben. Önemli bir rapor hazırlamam lazım, bilgisayarım açık önümde ama canım hiç istemiyor. Bir bakıyorum açmışım bir dizi Dr. Başak O nedenle insanın kendini motive etmesi için iyi hissetmesi şart. Burada bizi iyi hissettirecek en önemli şey yaptığımız küçük değişikliklere ve küçük başarılara her sabah yürüyüş yapmak isteyen ama bir türlü yapamayan danışanlarıma şunu öneririm. “Uyandığınızda hiçbir şey planlamadan sadece spor ayakkabınızı giyin ve sonra 1 dakika için kapının önüne çıkın”... Kapının önüne çıkan hiç kimse yürümeden dönmüyor. Yürümenin ardından yaşadığı olumlu duygular, onun ertesi gün o duyguyu hatırlayarak yürümek için motive olmasını Evet başarma hissi insanı çok iyi VE CEZA DAVRANIŞLARIMIZI ŞEKİLLENDİRİR- Dr. Başak Davranışlarımızı şekillendiren iki şey var; ödül ve ceza. Ödül; para, başarı, iyi hissetme, takdir, güç, sağlık şeklinde olabilir. Ceza ise iş kaybetme, parasızlık, sınıfta kalma, hasta olma, eleştiri alma şeklinde olabilir. Her ikisi de insanların bir davranışı yapıp yapmamasına yön veriyor. Araştırmalar, ödülün davranış değiştirmede daha etkili olduğunu gösteriyor. Yani aldığımız olumlu sonuçlar bizi motive ediyor ama olumsuz sonuç alacağımızı düşündüğümüzde motivasyonumuzu kaybediyoruz. Danışan Ben de sanırım yapamayacağımı, istediğim gibi olmayacağını, işe yaramayacağını düşündüğümde motivasyonum düşüyor. Niye her sabah uyanıp işe gidiyorum, çünkü her ay para alıyorum ve işimi iyi Dr. Başak Öyleyse kendinizi diğer konularda da motive etmenin en önemli yolu, listenizdeki maddeleri inceleyip onlar hakkında ne düşündüğünüzü ortaya çıkarmak. Yapamayacağınızı, yaparken zorlanacağınızı, çok sıkılacağınızı, sonucun sizi mutlu etmeyeceğini düşünürseniz elbette daha doğal bir şey yok. Kimse durup dururken kendini kötü hissetmek istemez. Diğer yandan, listenizdeki maddeleri incelediğinizde sonucunun sizi nasıl hissettireceğine odaklanırsanız, zor olanı kolaylaştıracak çözümler bulmak için yeni yöntemler denerseniz, listenizdeki maddeler size korkutucu Psikoterapi diyalogları, yaşanmış hikâyelerden esinlenerek, psikoterapi sürecinde kullanılan yöntemlere örnek oluşturmak amacıyla yaratılmıştır. İçeriği psikolojideki bilimsel gelişmelere paralel olmakla beraber genel bilgilendirme ve tavsiye niteliğindedir. intihar etmek için neyi beklediğini anlayamadığım insan tipi. sahip olabileceği şeyler istemiyordur, gerçekçi olup sahip olabileceği şeyler istemeli ve sahip olduklarıyla yetinebilmelidir. hayatını plan yaparak şeyden tatmin daha çoğunu mağazada tişört beğendiğinizi düşünün, o gün paranız yetmemiştir alamamışsınızdır 1 hafta para biriktirip aldınız ama orada bir gömlek gördünüz o çok istediğiniz tişörtü almanıza rağmen aklınız gömlekte kalmıştır ve o tişört sizi mutlu etmemiştir, işte hiçbir şey istediğim gibi olmuyor diyen insanın hayatı da hep böyle daha çoğunu bekler mutlu olmayı hiçbir şekilde beceremez. belki de gerçekten hayattan hiçbir şey istemiyordur. fena halde yanılan insan. bardağın boş tarafını görmektir o. "hayatta hiçbir isteği gerçekleşmeyen insan" ve "hayattan hiçbir beklentisi/isteği olmayan insan"ı aynı anda bünyesinde barındıran ifadedir. biri, çokça negatif bakışa sahipken, diğeri ya sahip olduklarının çokluğundan ya da umutsuzluğun dibine vurmuşluktan, "istediğim hiçbir şey yok" noktasına gelen insandır.bkz hayatta hiçbir şey istediği gibi olmayan insanbkz hayatta hiçbir beklentisi olmayan insanbkz istediği hiçbir şey gerçekleşmeyen insan "yanlış bir kapı çalmışım dostlarım yanlış bir kapı açılmış ardına kadar."beklemesini, istemesini bilmiyordur veya yanlış şeyler istiyordur. insanın gerçekten isteyip de yapamayacağı, başaramayacağı şey kısa basit ama çok şey anlatan bir hikaye metal bir vazoya elma koydu ve -elmayı vazodan çıkarmayı başarabilen öğrenci yiyebilir, aç olan bir öğrenci hemen atladı ve elini vazoya daldırıp elmayı kavradı fakat eli vazoya ahh! elim sıkıştı, çıkaramıyorum, diye - elmayı kavramayı bırakmadığın sürece elini çıkartamazsın, elmayı bırakmak istemiyordu fakat elini çıkarması için bırakmak zorunda vazoyu aldı ve ters çevirip elmanın düşmesini sağladı, elmayı vazodan çıkarttı ve şöyle dedi;- fakat bu göründüğü kadar basit değil. elmayı eliyle havada tutuyordu konuşurken. "bazen bir şeyi gerektiğinde bırakabilmek zor bi iştir. onu bırakabilmekte büyük bir beceridir. eğer bir şeyi zorla tuttuğunuzda ulaşmak istediğiniz şeyi engellediğini görüyorsanız, o zaman onu özgür bırakmalısınız. eğer yanlış bir şey yapıyorsanız o zaman bunu yapmaktan vazgeçmelisiniz. eğer kendinize ve çevrenizdekilere dürüst davranmıyorsanız , bu hilekarlığı hemen durdurmalısınız. işte ancak o zaman hedefinize ulaşabilirsiniz." tam anlamıyla yalnızdır. sürekli midesi bulanır. kafası karışıktır. insanlarla konuşmak yerine kendi kendine konuşur. bazen öyle ki kafasının içindeki sesler yüzünden dışarıdaki sesleri duymaz. etrafında olup bitenleri dışarıdan seyretmeyi yeğler. mutsuzdur. siliktir. fazla iyi niyetli olduğu için kaybediyordur belki de.bkz başımıza ne geldiyse iyi niyetimizden geldi. bazen istediği olsa bile tam anlamıyla istediği gibi olmadığı için yine yarım kalmış insandır. bu durumda keşke hiç olmasaydı ile olsun buna da şükür arasında sıkışıp kalır. hedeflediğin rotayı tutturamamak ilerlediğine sevinip yanlış yöne gittiğine üzüldüğün bir hadise. böyle düşünmeye devam ettikçe de olamayacaktır. kafasını değiştirmesi gereken insandır. ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri takip etmek için giriş yapmalısın. Haberler > Neden Hiçbir Şey Yolunda Gitmiyor? - 1610 Sanki son zamanlarda hiçbir şey yolunda gitmiyor, yaptığın şeylerden keyif bile almıyor gibi misin? Eğer sen de böyle hissediyorsan; Haydi testi çözmeye başla! 1. Cinsiyetini öğrenelim. 2. Kaç yaşındasın bakalım? 3. Söyle bakalım, 2018 yılını bir kelimeyle anlatacak olsan hangisi olurdu? 4. Sence karşına çıkan problemleri çözmekte ne kadar iyisin? 5. Peki aşık olduğun kişiye açılıp, olumsuz karşılık aldığın oldu mu? 6. Peki genelde gün içerisinde hangisini yapmaktan daha çok keyif alırsın? 7. Şu an bu yerlerden hangisinde gezip tozmak isterdin? 8. Ve son olarak, arkadaşın senin üzüleceğini bildiği için bazı şeyleri saklasa fakat sonradan öğrensen ne tepki verirsin? Yaşadıkların, etrafındaki nankör insanlar ve sen... Son zamanlarda kendini aşırı mutsuz ve yorgun hissediyorsun. Sanki şu hayatta yaşamanın pek bir anlamı yok gibi geliyor. Yaptığın hiçbir şeyden keyif almıyor, yolunda emin adımlarla ilerleyemiyorsun. Çünkü artık gerçekten yoruldun... Her ne kadar böyle hissetsen de sen güçlü bir şekilde tekrar kalktın ve çabaladın. Ama bu sefer her zamankinden daha farklı hissediyorsun değil mi? Belki de bazı şeyleri yaşın ilerledikçe fark ediyorsun. Gerçekleri gördükçe kafanda kurduğun hayallerin aslında ne kadar hayalperestçe olduğunu düşünmeye başlıyorsun. Hatta sırf bu yüzden o çok çabaladığın, emek verdiğin şeylerden vazgeçmeyi düşünüyorsun. Bazen düştün ama her düşüşünde tekrar ayağa kalkmasını bildin. Çünkü seni bu hayata bağlayan şeyler var. Onlar ne mi? 'Sevdiklerin!' Şimdiye kadar kime güvendiysen kime kendi içini açtıysan hep kazık yedin. İnsanlar bir şekilde arkandan iş çevirmeyi, kalbini kırmayı başardı. Hem de sen bu kadar onlar için uğraşırken. İşte seni asıl yoran da bunlar, biliyor musun? Hadi sen kendi içinde bir şekilde sıkıntı yaşıyorsun, bazen psikolojin bozuk oluyor. Ama kendin düzeltebiliyorsun. Fakat sevdiklerinin bunları sana yapması elini kolunu bağlıyor. Kendi içinde 'Neden böyle yapıyorlar?', 'Sorun bende mi?' gibi sorular sorup üzülüyorsun. Halbuki sorun sende değil canım. Sorun senin sevgine layık olmayan insanların karşına çıkmasında. Bazen insan karşısında kişinin içindekileri veya aklındakileri göremiyor. Sen gördün ama biraz geç gördün. Kendine bu yüzden kızıp duruyorsun. Ama tüm bunları yaşadın diye öylece durmayacaksın değil mi? Evet, hiçbir şey yolunda gitmiyor. Ama sen ayağa kalkmazsan bu yolda karşına daha çok engeller çıkar ve her seferinde onlara takılırsın. O yüzden artık kendine çeki düzen verip o güçlü haline geri dönmelisin. Etrafında sadece seni üzen insanları tutmalı, seni düşürmeye çalışan insanlardan uzak durmalısın. Haydi şimdi durma zamanı değil, yolda ilerleme zamanı! Kendi içinde karamsarlığa düşmüşsün! Sen son zamanlarda o kadar karamsarlığa ve boşluğa düşmüşsün ki artık hiçbir şeyin yolunda gitmediğini düşünüyorsun. Aslında etrafında olan biten her şey olması gerektiği gibi ilerliyor. Kendi ruh halinden dolayı artık her şeyi salmışsın. Hatta kimse için bir emek sarf etmiyorsun. Kendi içine kapanmış bir şekilde insanlara kendini açmak bile istemiyorsun. İnsan bazen her şeyden o kadar sıkılıyor ki öylece kalmak istiyor. Hiçbir şey yapmadan etrafındaki insanların bir şey yapmasını bekliyor. Sen de son zamanlarda aynı bu ruh hali içerisine girmişsin. Ama buna üzülmene gerek bile yok. Çünkü sen de insansın ve bu duyguları yaşaman çok normal. O yüzden bu sefer de böyle olsun canım. Her şey akışında ilerlesin. Belki de böylesi seni daha mutlu edecek. Evet, çok yorulduğunu biliyoruz. Ne düşünmek ne de düşündüklerini faaliyete geçirmek istiyorsun. Eee öyle olsun ne olacak? İnsan her zaman güçlü durmak zorunda değil. Hepimize böyle aşıladılar değil mi? Her zaman güçlü görünmek, kötü olduğumuz zamanları göstermemek için elinden geleni yapmamızı söylediler. Ama bu böyle ilerlemez. Elbet hayatımız olduğu gibi mükemmel ilerlemeyecek. Mutlaka kötü şeyler yaşayacağız. Hatta kötü şeyler yaşamadan bile kendimizi mutsuz hissedeceğiz. Önemli olan bunları atlatabilmek değil, nasıl atlatabildiğimizdir. Normalde karakter olarak çok eğlenceli, güçlü ve insanlara pozitif enerji veren birisin. O yüzden etrafındaki insanlar senin şu anda bu yanını görmek istiyor. Sen de bu durumdan dolayı çok zorlandığın için kendi köşene çekildin. O yüzden şimdilik kendine odaklan, neler istediğine bak. Anlayacağın bu durumu kendin için fırsata çevir. Ve mutlu olmaya bak. Çünkü yüzünün gülmesini herkesten çok hak ediyorsun. Kafan o kadar karışık ki! Çünkü sen kafanda birden çok şeyi düşünüyorsun. Sadece birine odaklanmak yerine hepsini düşünüp kafanı daha çok karıştırıyorsun. Bundan dolayı hiçbir şey yolunda gitmiyor ne yazık ki. Evet, kendi içinde takıntılı bir insansın. Eğer bir olay varsa ya da kafanı kurcalayan şeyler, onu mutlaka o an çözmek istiyorsun. Her çözmeye çalıştığında yeni problemler ekleniyor. Bazen ne yapacağını bilemiyorsun. Kafanın içindeki düşünceleri yok etmek istiyorsun. Gerek ailen gerek arkadaşların gerek aşk ilişkilerin seni artık çok düşündürüyor. Her geçen gün biriyle uğraşmak zorunda kalıyorsun. Kime değer versen mutlaka bir sorun çıkıyor. Seni hayal kırıklığına uğratıyorlar. Bunlara üzülürken bir yandan da sorunun ne olduğunu çözmeye çalışmak seni mahvediyor. Tabii bir de hiçbir zaman bitmeyen aile sorunları... Zaman zaman bunları kafana takmaktan ve üzülmekten çıkış yolu bulamıyorsun. Ailesel konularından da kimseye bahsetmek istemiyorsun. O yüzden tüm bunlar kendi içinde büyük bir çıkmaza dönüşüyor. Tüm bunların yanında bir de aşk konuları yok mu?Onlar seni hepsinden daha beter hale getiriyor. Kime aşık olsan ve güvensen hep bir b*kluk çıkıyor. Halbuki sen duygularını tüm içtenliğinle paylaşan, karşındakine kendinden çok değer veren bir insansın. Ama asıl sorun ne biiyor musun? Karşına çıkan kişiler seni kendilerine fazla buluyorlar. Artık kimse duygusal olarak karşısındaki kişiye bir şeyler hissedemiyor. Aslında hissettiği şeyleri aşk zannediyor diyebiliriz. Fakat sendeki bu gerçek duyguları görünce şaşkına uğruyor ve seni ister istemez üzüyor. O yüzden kesinlikle sorunun kendinde olduğunu düşünmemelisin. Sen değil onlar yanlış. Bunu sakın unutma! Ve sen herkesten çok çok değerlisin bunu da aklından çıkarma. Elbet her şey zamanla yoluna girecektir. Yeter ki sen elinden geleni yap ve kendin ol. Her zaman olduğun gibi...

insan neden hiçbir şey yapmak istemez