153) Bakara suresi 30. ayet: Sad, 71. ayet: Kıssanın detaylarının tamamlanması ve her yönünden ortaya çıkarılmasına yardımcıdır.(s. 154) Bakara, 30: Adem ve Havva’nın dünyaya gönderilmesi ile her iki netice de hasıl olmuştur.(s. 155 ) Araf 189-190: Bu çocuk hakkında ‘ona şirk koşmaya başladılar’ ifadesi, hoş Xk2u. Facebook YouTube Twitter Twitter Instagram Kur’an Sohbetleri Hikmet Çalışmaları Tüm Programlarımız Tüm Zamanların Dini Kur’an’la Aydınlanmak Hikmetli Kur’an Çalışması Metodik Kur’an Çalışmaları Kur’an’da İktisadi Hayat 2020 Ramazan Özel Doğal Ekonomi Ekonomide Algı Yönetimi Doğru Bildiğimiz Yanlışlar Kur’an’dan Hisse Hazırcevap Ne Derse O Ayetlerin Başına Gelenler İslam’ı Kur’an’dan Okumak Kıssalarla Arapça Kur’an’da Son Nebi Yolculuk Yetişkinler için Yaz Kur’an Kursu İbrahim’in İzinde Fıtrat’ta İftar Silüet Yorumlu Haber Bize Ulaşın Kuran Sureler Konular İletişim araf suresi 154. Ayet 1 . 2 . 3 . 4 . 5 . 6 . 7 . 8 . 9 . 10 . 11 . 12 . 13 . 14 . 15 . 16 . 17 . 18 . 19 . 20 . 21 . 22 . 23 . 24 . 25 . 26 . 27 . 28 . 29 . 30 . 31 . 32 . 33 . 34 . 35 . 36 . 37 . 38 . 39 . 40 . 41 . 42 . 43 . 44 . 45 . 46 . 47 . 48 . 49 . 50 . 51 . 52 . 53 . 54 . 55 . 56 . 57 . 58 . 59 . 60 . 61 . 62 . 63 . 64 . 65 . 66 . 67 . 68 . 69 . 70 . 71 . 72 . 73 . 74 . 75 . 76 . 77 . 78 . 79 . 80 . 81 . 82 . 83 . 84 . 85 . 86 . 87 . 88 . 89 . 90 . 91 . 92 . 93 . 94 . 95 . 96 . 97 . 98 . 99 . 100 . 101 . 102 . 103 . 104 . 105 . 106 . 107 . 108 . 109 . 110 . 111 . 112 . 113 . 114 . 115 . 116 . 117 . 118 . 119 . 120 . 121 . 122 . 123 . 124 . 125 . 126 . 127 . 128 . 129 . 130 . 131 . 132 . 133 . 134 . 135 . 136 . 137 . 138 . 139 . 140 . 141 . 142 . 143 . 144 . 145 . 146 . 147 . 148 . 149 . 150 . 151 . 152 . 153 . 154 . 155 . 156 . 157 . 158 . 159 . 160 . 161 . 162 . 163 . 164 . 165 . 166 . 167 . 168 . 169 . 170 . 171 . 172 . 173 . 174 . 175 . 176 . 177 . 178 . 179 . 180 . 181 . 182 . 183 . 184 . 185 . 186 . 187 . 188 . 189 . 190 . 191 . 192 . 193 . 194 . 195 . 196 . 197 . 198 . 199 . 200 . 201 . 202 . 203 . 204 . 205 . 206وَلَمَّا سَكَتَ عَن مُّوسَى الْغَضَبُ أَخَذَ الأَلْوَاحَ وَفِي نُسْخَتِهَا هُدًى وَرَحْمَةٌ لِّلَّذِينَ هُمْ لِرَبِّهِمْ يَرْهَبُونَVe lemmâ sekete an mûsel gadabu ehazel elvâhelvâha, ve fî nushatihâ huden ve rahmetun lillezîne hum li rabbihim yerhebûnyerhebûne.ve lemmâ ...dığı zamansekete sakinleşti, sukûn bulduan mûsâ el gadabu Musa'dan öfkesiehaze el elvâhe levhaları tuttu, aldıve fî nushati-hâ ve onun nüshasında vardırhuden hidayetve rahmetun ve rahmetli ellezîne o kimseler kihum onlarli içinrabbi-him Rab'leriyerhebûne korkarlarHasan Basri ÇantayVaktaki Mûsâdan o öfke uzaklaşıb sükûn haasıl oldu, bırakdığı levhaları aldı. Onun bir nüshasında şu da yazılı idi Sapıklıkdan kurtulub hidâyet e, azâbdan sıyrılıb rahmet e kavuşmak o kimselere mahsusdur ki onlar Rablerinden korkarlar». Ömer Nasuhi BilmenVaktâ ki, Mûsa'dan o öfke sükûnet buldu. Levhaları alıverdi ve onun nüshasında Rablerinden korkanlar için bir hidâyet ve bir rahmet olduğu yazılmış Hamdi YazırVaktâki Musâdan gadab sustu, elvahı aldı ve onlardaki yazıda bir hidayet ve bir rahmet vardı, fakat öyle kimselere ki onlar sırf rabları için rehbet duyarlarElmalılı sadeleştirilmişMusa'nın öfkesi geçince levhaları aldı. Onlardaki yazıda sırf Rablerinden korkanlar için bir hidayet ve rahmet sadeleştirilmiş - 2Musa'nın öfkesi geçince levhaları aldı. Onlardaki yazıda, ancak Rablerinden korkanlar için bir hidayet ve rahmet İşleri eskiMusa, öfkesi yatışınca, bir nüshasında Rablerinden korkanlar için doğru yol ve rahmet yazılı olan levhaları İşleriMûsâ’nın öfkesi dinince attığı levhaları aldı. Onların yazısında Rableri için korku duyanlara bir hidayet ve bir rahmet VakfiMusa'nın öfkesi dinince levhaları aldı. Onlardaki yazıda Rablerinden korkanlar için hidayet ve rahmet haberi YıldırımMusa'nın öfkesi yatışınca, Levhaları koyduğu yerden aldı; onların bir nüshasında, Rablarından korkanlar için doğru yolu gösterir belgeler ve rahmet yazılı YıldırımMûsâ’nın öfkesi yatışınca, levhaları yerden aldı. Onlardaki yazıda, Rab’lerinden çekinenler için hidâyet ve rahmet Fikri YavuzMûsa’dan, öfke sönünce, levhaları aldı. Onların bir nüshasında; “- Rablerinden korkanlar için hidâyet ve mağfiret vardır.” KesirÖfkesi dinip, sükun hasıl olunca; Musa levhaları aldı. Onlardaki nüshasında Rabblarından korkanlara hidayet ve rahmet GölpınarlıMûsâ'nın öfkesi yatışınca levihleri aldı. Tevrat'ın yazılı olduğu o levihlerde, hidâyet ve rahmet, Rablerinden korkanlara aittir diye de UğurMusa'nın öfkesi dinince levhaları aldı. Onlardaki yazıda Rablerinden korkanlar için hidayet ve rahmet haberi BulaçMusa kabaran öfkesi gazabı yatışınca Levhalar'ı aldı. Onlardan bir Nüshasında "Rablerinden korkanlar için bir hidayet ve bir rahmet vardır" yazılıydı.Bekir SadakMusa, ofkesi yatisinca, bir nushasinda Rablerinden korkanlar icin dogru yol ve rahmet yazili olan levhalari KuranMusa'nın öfkesi yatışınca attığı levhaları yerden aldı. Bu levhalarda Rabblerinden korkanlar için doğru yolu gösteren, rahmet niteliğinde yazılar OnanMusa kabaran öfkesi yatışınca Levhalar'ı aldı. Onların bir Nüshasında "Rablerinden korkanlar için bir hidayet ve bir rahmet vardır" yazılıydıMuhammed EsedVe öfkesi yatışınca, Musa, üzerinde Rablerinden korkanlar için yol gösterici, rahmet vaat eden öğretiler yazılı levhaları yerden PirişMusa’nın kızgınlığı yatışınca levhaları aldı. Onların içinde Rabbinden korkanlar için yol gösteriş ve rahmet KuranMusanın kabaran öfkesi gazabı yatışınca Levhalar'ı aldı. Onlardan bir Nüshasında Rablerinden korkanlar için bir hidayet ve bir rahmet vardır» yazılıydı.Ümit ŞimşekÖfkesi geçtikten sonra Musa levhaları yerden aldı. Onlarda Rablerinden korkanlar için hidayet ve rahmet AteşÖfkesi dinince Mûsâ, levhaları aldı. Onlardaki yazıda Rablerinden korkanlar için yol gösterme ve rahmet Nuri ÖztürkÖfke, Musa'yı rahat bırakınca, levhaları aldı. Onlardaki yazıda, yalnız Rableri karşısında ürperenler için bir rahmet ve bir kılavuz YükselMusa'nın sinirleri yatışınca levhaları aldı. Onda Rab'lerini sayanlar için bir yol gösterme ve rahmet yazılıydı. İçerik Anasayfa Kuran-ı Kerim Kuran ve Hadis Online Kitaplar Soru ve Cevaplar İslami Kariyer Sayfalar Kadın Penceresi Uzun Hayat Temiz Hikayeler Bilim Vadisi Eğitim Sayfası Yemek Tarifleri قُلْ يَا أَيُّهَا النَّاسُ إِنِّي رَسُولُ اللَّهِ إِلَيْكُمْ جَمِيعًا الَّذِي لَهُ مُلْكُ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ ۖ لَا إِلَٰهَ إِلَّا هُوَ يُحْيِي وَيُمِيتُ ۖ فَآمِنُوا بِاللَّهِ وَرَسُولِهِ النَّبِيِّ الْأُمِّيِّ الَّذِي يُؤْمِنُ بِاللَّهِ وَكَلِمَاتِهِ وَاتَّبِعُوهُ لَعَلَّكُمْ تَهْتَدُونَ Kul ya eyyühen nasü innı rasulüllahi ileyküm cemıanillezı lehu mülküs semavati vel ard la ilahe illa hüve yuhyı ve yümıtü fe aminu billahi ve rasulihin nebiyyil ümmiyyellezı yü’minü billahi ve kelimetihı vettebiuhü lealleküm tehtedun Kelime Okunuşu Anlamı Kökü يَا أَيُّهَا yā eyyuhā ey السَّمَاوَاتِ s-semāvāti göklerin وَالْأَرْضِ vel’erDi ve yerin وَيُمِيتُ ve yumītu ve öldürür فَامِنُوا fe āminū gelin inanın بِاللَّهِ billahi Allah’a وَرَسُولِهِ ve rasūlihi ve O’nun Elçisine النَّبِيِّ n-nebiyyi peygamberi الْأُمِّيِّ l-ummiyyi ümmi يُؤْمِنُ yu`minu inanmaktadır بِاللَّهِ billahi Allah’a وَكَلِمَاتِهِ ve kelimātihi ve O’nun sözlerine وَاتَّبِعُوهُ vettebiǔhu O’na uyun ki لَعَلَّكُمْ leǎllekum belki تَهْتَدُونَ tehtedūne doğru yolu bulursunuz Abdulbaki Gölpınarlı Abdulbaki Gölpınarlı De ki Ey insanlar, şüphe yok ki ben, Allah tarafından sizin hepinize gönderilmiş olan peygamberim; o, öyle bir Allah’tır ki göklerin saltanat ve tasarrufu da onundur, yeryüzünün de. Ondan başka yoktur tapacak, odur dirilten ve öldüren. Artık Allah’a ve Allah’ın sözlerine inanın ve şerîat sâhibi Ümmî Peygamberine inanın ve uyun ona da doğru yolu bulun. Abdullah Parlıyan Abdullah Parlıyan "Ey insanlar! Şüphesiz ben, Allah’ın hepinize gönderdiği bir elçiyim. O Allah ki, göklerin ve yerin egemenliği O’na aittir. O’ndan başka gerçek ilah yoktur, hayatı ve ölümü bahşeden O’dur. Öyleyse gelin, Allah’a ve O’nun okuması yazması olmayan elçisine inanın ki, O elçi de Allah’a ve O’nun sözlerine iman etmektedir. O’na uyun ki, doğru yolu bulasınız." Adem Uğur Adem Uğur De ki Ey insanlar! Gerçekten ben sizin hepinize, göklerin ve yerin sahibi olan Allah’ın elçisiyim. Ondan başka tanrı yoktur, O diriltir ve öldürür. Öyle ise Allah’a ve ümmî Peygamber olan Resûlüne -ki o, Allah’a ve onun sözlerine inanır- iman edin ve O’na uyun ki doğru yolu bulasınız. Ahmed Hulusi Ahmed Hulusi De ki "Ey insanlar... Kesinlikle ben hepinize gelmiş Allâh Rasûlü’yüm... Semâların ve arzın mülkü HÛ’nundur! İlâh yoktur sadece HÛ’! Diriltir, öldürür! Bu yüzden iman edin, Esmâ’sıyla nefsinizin dahi hakikati olan Allâh’a ve Ümmî Nebi olan O Rasûl’e ki O, Esmâ’sıyla nefsinin dahi hakikati olan Allâh’a ve O’nun bildirdiklerine iman eder. O’na tâbi olun ki hakikate erdirilesiniz." Ahmet Varol Ahmet Varol ’Ey insanlar! Ben, göklerin ve yerin mülkiyeti kendisine ait olan, kendisinden başka ilah olmayan, öldüren ve dirilten Allah tarafından sizin tümünüze gönderilmiş bir peygamberim. Allah’a ve O’nun, Allah’a ve sözlerine iman eden, okuma yazma bilmeyen nebi peygamberine iman edin ve ona uyun; olur ki doğru yola erersiniz. Ali Bulaç Ali Bulaç De ki "Ey insanlar, ben Allah’ın sizin hepinize gönderdiği bir elçisi peygamberiyim. Ki göklerin ve yerin mülkü yalnız O’nundur. O’ndan başka İlah yoktur, O diriltir ve öldürür. Öyleyse Allah’a ve ümmi peygamber olan elçisine iman edin. O da Allah’a ve O’nun sözlerine inanmaktadır. Ona iman edin ki hidayete ermiş olursunuz. Ali Fikri Yavuz Ali Fikri Yavuz Rasûlüm de ki "- Ey insanlar! Gerçekten ben sizin hepinize gelen, Allah’ın Peygamberiyim. O Allah ki, yer ve göklerin tasarrufu O’nundur. Ondan başka hiç bir ilâh yoktur, öldürür ve diriltir. Onun için hem Allah’a, hem de bütün kelimelerine iman getiren o ümmî Peygambere, Rasûlüne iman edin; ve o peygambere uyun ki, doğru yolu bulasınız. Bayraktar Bayraklı Bayraktar Bayraklı “Ey insanlar! Gerçekten ben, göklerin ve yerin sahibi olan Allah`ın hepinize gönderdiği peygamberiyim. Ondan başka tanrı yoktur; O, diriltir ve öldürür. O halde Allah`a ve Peygamberi`ne iman ediniz. Allah`a ve O`nun sözlerine inanan o anasından doğduğu gibi ahlaklı olan peygambere iman edip uyunuz ki doğru yolu bulasınız.” Bekir Sadak Bekir Sadak De ki Ey insanlar! Dogrusu ben, goklerin ve yerin hukumrani, O’ndan baska tanri bulunmayan, dirilten ve olduren Allah’in, hepiniz icin gonderdigi peygamberiyim. Allah’a ve okuyup yazmasi olmayan, haber getiren peygamberine ki o da Allah’a ve sozlerine inanmistir inanin; ona uyun ki dogru yolu bulasiniz.» Celal Yıldırım Celal Yıldırım Ey Peygamber! De ki Ey insanlar! Şüphesiz ki ben hepinize gönderilen Allah’ın peygamberiyim; o Allah ki, göklerin ve yerin mülkü O’nundur; O’ndan başka ilâh yoktur; diriltir ve öldürür. Artık Allah’a imân edin ; Allah’a ve O’nun sözlerine imân eden Ümmî Peygamberine Resulüne inanın; O’na uyun ki doğru yolu bulaşınız. Cemal Külünkoğlu Cemal Külünkoğlu De ki “Ey insanlar! Şüphesiz ben Allah`ın sizin hepinize gönderdiği bir peygamberiyim. Göklerin ve yerin mülkü yalnız O`nundur. O`ndan başka ilah yoktur. O diriltir ve öldürür. Öyleyse Allah`a ve ümmi peygamber olan elçisine iman edin. O da Allah`a ve O`nun sözlerine inanmaktadır. Ona iman edin ki doğru yolu bulmuş olasınız.” Diyanet İşleri Diyanet İşleri Ey Muhammed! De ki "Ey insanlar! Şüphesiz ben, yer ve göklerin hükümranlığı kendisine ait olan Allah’ın hepinize gönderdiği peygamberiyim. O’ndan başka hiçbir ilâh yoktur. O, diriltir ve öldürür. O hâlde, Allah’a ve O’nun sözlerine inanan Resûlüne, o ümmî peygambere iman edin ve ona uyun ki doğru yolu bulasınız." Diyanet Vakfı Diyanet Vakfı De ki Ey insanlar! Gerçekten ben sizin hepinize, göklerin ve yerin sahibi olan Allah’ın elçisiyim. Ondan başka tanrı yoktur, O diriltir ve öldürür. Öyle ise Allah’a ve ümmî Peygamber olan Resûlüne -ki o, Allah’a ve onun sözlerine inanır- iman edin ve O’na uyun ki doğru yolu bulasınız. Edip Yüksel Edip Yüksel De ki "Ey halk, ben, hepiniz için, göklerin ve yerin egemenliğine sahip olan ALLAH’ın elçisiyim. O’ndan başka tanrı yok. Diriltir, öldürür." ALLAH’ı ve ümmi olan elçisini onaylayın, nitekim o da ALLAH’ı ve sözlerini onaylamaktadır. Ona uyun ki doğruyu bulasınız. Elmalılı Hamdi Yazır Elmalılı Hamdi Yazır De ki; ey insanlar! Ben sizin hepinize Allah’ın resulüyüm. O Allah ki, göklerin ve yerin bütün mülkü O’nundur. O’ndan başka hiçbir ilâh yoktur. Öldüren de, dirilten de O’dur. Bundan dolayı gelin, Allah’a ve resulüne iman edin. Allah’a ve Allah’ın bütün kelâmlarına iman etmiş bulunan o ümmî peygambere, evet ona uyun ki, hidayete erebilesiniz. Fizil-al il Kuran Fizil-al il Kuran De ki; Ey insanlar, ben Allah’ın hepinize gönderilmiş elçisiyim. O ki, göklerin ve yerin egemenliği tekelindedir, O kendisinden başka ilâh yoktur, diriltir ve öldürür. Geliniz Allah’a ve O’nun o okuma yazması olmayan ümmi peygamberine, Allah’a ve O’nun sözlerine inanan Peygamberine inanınız, O’na uyunuz ki, doğru yolu bulasınız.» Gültekin Onan Gültekin Onan De ki "Ey insanlar, ben Tanrı’nın sizin hepinize gönderdiği bir elçisiyim. Göklerin ve yerin mülkü yalnız O’nundur. O’ndan başka Tanrı yoktur. O diriltir ve öldürür. Öyleyse Tanrı’ya ve ümmi nebi olan elçisine inanın. O da Tanrı’ya ve O’nun sözlerine inanmaktadır. Ona uyun ki hidayete eresiniz. Harun Yıldırım Harun Yıldırım De ki "Ey insanlar, ben Allah’ın hepinize gönderdiği rasulüyüm." Göklerin ve yerin mülkü yalnız O’nundur, O’ndan başka ilah yoktur. Dirilten ve öldüren O’dur. O halde Allah’a ve ümmi nebi olan Rasulü’ne iman edin ki o da O’nun kelamına iman etmektedir. Ona uyun ki hidayete eresiniz. Hasan Basri Çantay Hasan Basri Çantay Habîbim de ki Ey insanlar, şübhesiz ben göklerin ve yerin mülk -ü tasarruf una mâlik olan, kendisinden başka hiç bir Tanrı bulunmayan, hem dirilten, hem öldüren Allahın size, hepinize gönderdiği peygamberim. O halde Allaha ve Onun ümmî nebiy olan resulüne — ki kendisi de o Allaha ve Onun sözlerine îman etmekde olandır — îman edin, ona tâbi’ olun. Tâki doğru yolu bulmuş olasınız». Hayrat Neşriyat Hayrat Neşriyat Habîbim, yâ Muhammed! De ki `Ey insanlar! Muhakkak ki ben, sizin hepinize, göklerin ve yerin mülkü kendisinin olan Allah`ın gönderdiği peygamberiyim. O`ndan başka ilâh yoktur; O hayat verir ve O öldürür. Öyleyse Allah`a ve O`nun ümmî peygamber olan Resûlüne îmân edin; o peygamber ki, Allah`a ve O`nun kelimelerinekitablarına îmân eder; ona tâbi` olun ki hidâyete eresiniz.` İbn-i Kesir İbn-i Kesir De ki Ey insanlar; ben gerçekten göklerin ve yerin mülkü kendisinin olan, O’ndan başka hiçbir tanrı bulunmayan, hem dirilten, hem öldüren Allah’ın hepiniz için gönderdiği peygamberiyim. Şu halde Allah’a ve O’nun ümmi peygamberi olan elçisine inanın Ki o da Allah’a ve O’nun sözlerine inanmaktadır. Ve ona uyun ki hidayete eresiniz. İlyas Yorulmaz İlyas Yorulmaz Deki "Ey İnsanlar! Ben sizin hepinize gönderilmiş Allah’ın elçisiyim. O Allah ki göklerin ve yerin mülkü O’nundur, ancak ve ancak tek ilah O’dur, dirilten de öldürende O’dur. Artık Allah’a ve O’nun elçisine inanın. O elçi ki, Allah’a ve O’nun sözlerine inanmış ve daha önceki vahiylerden habersiz ümmi nebi birisi. Ona tabi olunki doğru yola ulaşasınız. İskender Ali Mihr İskender Ali Mihr De ki "Ey insanlar! Muhakkak ki; ben, sizin hepinize gönderilen Allah’ın resûlüyüm. O ki; semaların ve arzın mülkü, O’nundur. O’ndan başka ilâh yoktur. O, hayat verir yaşatır ve öldürür. Öyleyse Allah’a ve O’nun ümmî, nebî, resûlüne îmân edin ki; O, Allah’a ve O’nun kelimelerine sözlerine inanır îmân eder. Ve O’na tâbî olun ki; böylece siz, hidayete eresiniz." Kadri Çelik Kadri Çelik De ki "Ey insanlar, ben Allah’ın sizin hepinize gönderdiği bir elçisiyim. Göklerin ve yerin mülkü yalnız O’nundur. O’ndan başka ilah yoktur, O diriltir ve öldürür. Öyleyse Allah’a ve ümmi peygamberine iman edin. O da Allah’a ve O’nun sözlerine iman etmektedir. Ona iman edin; umulur ki hidayete ermiş olursunuz." Muhammed Esed Muhammed Esed De ki ey Muhammed "Ey insanlar, şüphesiz, ben Allahın hepinize gönderdiği bir elçiyim; O Allah ki, göklerin ve yerin egemenliği Ona aittir! Ondan başka tanrı yoktur; hayatı ve ölümü bahşeden Odur!" Öyleyse artık inanın Allaha ve Onun Elçisine! Okuması-yazması olmayan, Allaha ve Onun sözlerine inanan Haberciye. Ona uyun ki doğru yolu bulasınız! Mustafa İslamoğlu Mustafa İslamoğlu Ey Peygamber de ki "Ey İnsanlar! İyi bilin ki ben Allah`ın hepinize gönderdiği elçisiyim. Öyle bir Allah ki; göklerin ve yerin egemenliği O`na aittir; O`ndan başka ilah yoktur; hayatı ve ölümü yaratan O`dur o halde Allah`a ve O`nun elçisine inanın; Allah`a ve O`nun bütün mesajlarına inanan kitap ehlinden olmayan Haberci`ye... Ve ona uyun ki doğru yolu bulabilesiniz! Ömer Nasuhi Bilmen Ömer Nasuhi Bilmen De ki Ey nâs! Şüphe yok ki ben hepinize Allah Teâlâ’nın bir resûlüyüm. Öyle Allah ki, göklerin ve yerin mülkü O’na mahsustur. O’ndan başka ilâh yoktur. Hem diriltir ve hem öldürür. Artık Allah Teâlâ’ya ve bir Nebiyy-i Ümmî olup Allah’a ve O’nun kelimelerine inanan Resûlüne imân ediniz, ve O’na tâbi olunuz ki, hidâyete erişebilesiniz.» Ömer Öngüt Ömer Öngüt Resulüm! De ki "Ey insanlar! Şüphesiz ki ben, Allah’ın hepiniz için gönderdiği peygamberiyim. O Allah ki, göklerin ve yerin mülkü O’nundur. O’ndan başka ilâh yoktur. Diriltir ve öldürür. Öyle ise Allah’a ve O’nun ümmî Peygamber’ine, Allah’a ve O’nun kelimelerine inanan Peygamber’ine iman edin. Ona uyun ki, doğru yolu bulasınız. Sadık Türkmen Sadık Türkmen De ki "Ey insanlar! Şüphesiz ben, Allah’ın hepinize gönderdiği bir elçiyim; O Allah ki, göklerin ve yerin egemenliği/imparatorluğu O’nundur. O’ndan başka İlâh yoktur. Diriltir ve öldürür. Öyleyse Allah’a ve O’nun ümmi Peygamberi olan elçisine iman edin/inanın ki, o da; Allah’a ve O’nun kelimelerine inanmaktadırve ona uyun ki, doğru yolu bulasınız!" Seyyid Kutub Seyyid Kutub De ki; Ey insanlar, ben Allah’ın hepinize gönderilmiş elçisiyim. O ki, göklerin ve yerin egemenliği tekelindedir, O kendisinden başka ilâh yoktur, diriltir ve öldürür. Geliniz Allah’a ve O’nun o okuma yazması olmayan ümmi peygamberine, Allah’a ve O’nun sözlerine inanan Peygamberine inanınız, O’na uyunuz ki, doğru yolu bulasınız.» Suat Yıldırım Suat Yıldırım De ki "Ey insanlar! Ben sizin hepinize Allah tarafından gönderilen Peygamberim. O ki, göklerin ve yerin hakimiyeti O’na aittir. O’ndan başka ilah yoktur. Hayatı veren de, ölümü yaratan da O’dur. Öyleyse siz de Allah’a ve O’nun bütün kelimelerine iman eden o ümmî Nebîye, o Resule inanın. Ona tâbi olun ki doğru yolu bulasınız. Süleyman Ateş Süleyman Ateş De ki "Ey insanlar, ben sizin hepinize, göklerin ve yerin sâhibi olan, kendisinden başka tanrı bulunmayan, yaşatan, öldüren Allâh’ın Elçisiyim. Gelin Allah’a ve O’nun ümmi peygamberi olan Elçisine inanın -ki o peygamber de Allah’a ve O’nun sözlerine inanmaktadır- O’na uyun ki doğru yolu bulasınız!" Şaban Piriş Şaban Piriş De ki -Ey insanlar, Ben sizin hepinize, kendisinden başka ilah olmayan, dirilten ve öldüren Allah’ın sizin hepinize gönderdiği elçisiyim. Allah’a ve O’nun elçisi ümmi Peygamber’e iman edin. Zira O da Allah’a ve O’nun sözlerine iman etmiştir. Doğru yolu bulabilmeniz için ona tabi olun! Tefhim-ul Kur'an Tefhim-ul Kur'an De ki Ey insanlar, ben Allah’ın sizin hepinize gönderdiği bir elçisi peygamberi yim. Ki göklerin ve yerin mülkü yalnız O’nundur. O’ndan başka ilah yoktur, O diriltir ve öldürür. Öyleyse Allah’a ve ümmi peygamberine iman edin. O da Allah’a ve O’nun sözlerine inanmaktadır. Ona iman edin ki hidayete ermiş olursunuz. Yaşar Nuri Öztürk Yaşar Nuri Öztürk De ki "Ey insanlar! Ben sizin üstünüze Allah’ın resulüyüm. Göklerin ve yerin mülkü o Allah’ındır. İlah yoktur O’ndan başka. O diriltir, O ölüdürür. O halde Allah’a ve resulüne iman edin; Allah’a ve onun sözlerine inanan o ümmi peygambere iman edip uyun ki, doğruya ve güzele ulaşabilesiniz." Yusuf Ali İngilizce Yusuf Ali İngilizce Say "O men! I am sent unto you all, as the Messenger of Allah, to Whom belongeth the dominion of the heavens and the earth there is no god but He it is He That giveth both life and death. So believe in Allah and His Messenger, the Unlettered Prophet, who believeth in Allah and His words follow him that so ye may be guided." ❬ Önceki Sonraki ❭ Your browser doesn’t support HTML5 audio ثُمَّ أَنزَلَ عَلَيْكُم مِّنۢ بَعْدِ ٱلْغَمِّ أَمَنَةً نُّعَاسًا يَغْشَىٰ طَآئِفَةً مِّنكُمْ ۖ وَطَآئِفَةٌ قَدْ أَهَمَّتْهُمْ أَنفُسُهُمْ يَظُنُّونَ بِٱللَّهِ غَيْرَ ٱلْحَقِّ ظَنَّ ٱلْجَٰهِلِيَّةِ ۖ يَقُولُونَ هَل لَّنَا مِنَ ٱلْأَمْرِ مِن شَىْءٍ ۗ قُلْ إِنَّ ٱلْأَمْرَ كُلَّهُۥ لِلَّهِ ۗ يُخْفُونَ فِىٓ أَنفُسِهِم مَّا لَا يُبْدُونَ لَكَ ۖ يَقُولُونَ لَوْ كَانَ لَنَا مِنَ ٱلْأَمْرِ شَىْءٌ مَّا قُتِلْنَا هَٰهُنَا ۗ قُل لَّوْ كُنتُمْ فِى بُيُوتِكُمْ لَبَرَزَ ٱلَّذِينَ كُتِبَ عَلَيْهِمُ ٱلْقَتْلُ إِلَىٰ مَضَاجِعِهِمْ ۖ وَلِيَبْتَلِىَ ٱللَّهُ مَا فِى صُدُورِكُمْ وَلِيُمَحِّصَ مَا فِى قُلُوبِكُمْ ۗ وَٱللَّهُ عَلِيمٌۢ بِذَاتِ ٱلصُّدُورِ Summe enzele aleykum min ba’dil gammi emeneten nuâsen yagşâ tâifeten minkum, ve tâifetun kad ehemmethum enfusuhum yezunnûne billâhi gayrel hakkı zannel câhiliyyehcâhiliyyeti, yekûlûne hel lenâ minel emri min şey’şey’in, kul innel emre kullehu lillâhlillâhi, yuhfûne fî enfusihim mâ lâ yubdûne lekleke, yekûlûne lev kâne lenâ minel emri şey’un mâ kutilnâ hâhunâ, kul lev kuntum fî buyûtikum le berezellezîne kutibe aleyhimul katlu ilâ medâciihim, ve li yebteliyallâhu mâ fî sudûrikum ve li yumahhısa mâ fî kulûbikum, vallâhu alîmun bi zâtis sudûrsudûri. Sonra o kederin ardından Allah üzerinize içinizden bir kısmını örtüp bürüyen bir güven, bir uyku indirdi. Bir kısmınız da kendi canlarının kaygısına düşmüştü. Allah’a karşı cahiliye zannı gibi gerçek dışı zanda bulunuyorlar; “Bu işte bizim hiçbir dahlimiz yok” diyorlardı. De ki “Bütün iş, Allah’ındır.” Onlar sana açıklayamadıklarını içlerinde saklıyorlar ve diyorlar ki “Bu konuda bizim elimizde bir şey olsaydı, burada öldürülmezdik.” De ki “Evlerinizde dahi olsaydınız, üzerlerine öldürülmesi yazılmış bulunanlar mutlaka yatacakları öldürülecekleri yerlere çıkıp gideceklerdi. Allah, bunu göğüslerinizdekini denemek, kalplerinizdekini arındırmak için yaptı. Allah, göğüslerin özünü kalplerde olanı bilir.” Türkçesi Kökü Arapçası sonra ثُمَّ indirdi ن ز ل أَنْزَلَ size عَلَيْكُمْ مِنْ ardından ب ع د بَعْدِ o üzüntünün غ م م الْغَمِّ bir güven ا م ن أَمَنَةً bir uyku ن ع س نُعَاسًا bürüyen غ ش و يَغْشَىٰ bir kısmınızı ط و ف طَائِفَةً sizden مِنْكُمْ ve bir kısmınız da ط و ف وَطَائِفَةٌ doğrusu قَدْ kaygısına düşmüştü ه م م أَهَمَّتْهُمْ kendi canlarının ن ف س أَنْفُسُهُمْ bir zanda bulunuyorlar ظ ن ن يَظُنُّونَ Allah’a karşı بِاللَّهِ -sız غ ي ر غَيْرَ hak- ح ق ق الْحَقِّ zannı gibi ظ ن ن ظَنَّ cahiliyye ج ه ل الْجَاهِلِيَّةِ diyorlardı ق و ل يَقُولُونَ var mı هَلْ bize لَنَا مِنَ bu işten ا م ر الْأَمْرِ hiçbir مِنْ şey ش ي ا شَيْءٍ de ki ق و ل قُلْ şüphesiz إِنَّ iş ا م ر الْأَمْرَ bütünüyle ك ل ل كُلَّهُ Allah’a aittir لِلَّهِ onlar gizliyorlar خ ف ي يُخْفُونَ فِي içlerinde ن ف س أَنْفُسِهِمْ şeyleri مَا لَا açıklayamadıkları ب د و يُبْدُونَ sana لَكَ diyorlar ki ق و ل يَقُولُونَ şayet لَوْ olsaydı ك و ن كَانَ bize لَنَا مِنَ bu işten ا م ر الْأَمْرِ bir şey fayda ش ي ا شَيْءٌ مَا öldürülmezdik ق ت ل قُتِلْنَا burada هَاهُنَا de ki ق و ل قُلْ şayet لَوْ olsaydınız ك و ن كُنْتُمْ فِي evlerinizde dahi ب ي ت بُيُوتِكُمْ mutlaka boylardı ب ر ز لَبَرَزَ olanlar الَّذِينَ yazılmış ك ت ب كُتِبَ üzerine عَلَيْهِمُ öldürülmesi ق ت ل الْقَتْلُ إِلَىٰ yatacakları yeri ض ج ع مَضَاجِعِهِمْ ve denemesi içindir ب ل و وَلِيَبْتَلِيَ Allah’ın اللَّهُ olanı مَا içinde فِي göğüsleriniz ص د ر صُدُورِكُمْ ve açığa çıkarması içindir م ح ص وَلِيُمَحِّصَ olanı مَا içinde فِي kalbleriniz ق ل ب قُلُوبِكُمْ Allah وَاللَّهُ bilir ع ل م عَلِيمٌ özünü بِذَاتِ göğüslerin ص د ر الصُّدُورِ Diyanet İşleri Başkanlığı Sonra o kederin ardından Allah üzerinize içinizden bir kısmını örtüp bürüyen bir güven, bir uyku indirdi. Bir kısmınız da kendi canlarının kaygısına düşmüştü. Allah’a karşı cahiliye zannı gibi gerçek dışı zanda bulunuyorlar; “Bu işte bizim hiçbir dahlimiz yok” diyorlardı. De ki “Bütün iş, Allah’ındır.” Onlar sana açıklayamadıklarını içlerinde saklıyorlar ve diyorlar ki “Bu konuda bizim elimizde bir şey olsaydı, burada öldürülmezdik.” De ki “Evlerinizde dahi olsaydınız, üzerlerine öldürülmesi yazılmış bulunanlar mutlaka yatacakları öldürülecekleri yerlere çıkıp gideceklerdi. Allah, bunu göğüslerinizdekini denemek, kalplerinizdekini arındırmak için yaptı. Allah, göğüslerin özünü kalplerde olanı bilir.” Diyanet Vakfı Sonra o kederin arkasından Allah size bir güven indirdi ki, bu güvenin yol açtığı uyuklama hali bir kısmınızı kaplıyordu. Kendi canlarının kaygısına düşmüş bir gurup da, Allah´a karşı haksız yere cahiliye devrindekine benzer düşüncelere kapılıyorlar, Bu işten bize ne!» diyorlardı. De ki İş zafer, yardım, herşeyin karar ve buyruğu tamamen Allah´a aittir. Onlar, sana açıklayamadıklarını içlerinde gizliyorlar. Bu işten bize bir şey olsaydı, burada öldürülmezdik» diyorlar. Şöyle de Evlerinizde kalmış olsaydınız bile, öldürülmesi takdir edilmiş olanlar, öldürülüp düşecekleri yerlere kendiliklerinden çıkıp giderlerdi. Allah, içinizdekileri yoklamak ve kalplerinizdekileri temizlemek için böyle yaptı. Allah içinizde ne varsa hepsini bilir. Elmalılı Hamdi Yazır Sadeleştirilmiş Sonra o kederin arkasından size içinizden bir zümreyi saran bir güven, bir uyku indirdi; diğer bir zümre ise kendi dertlerine düşmüş, Allah´a karşı cahiliyye kanaatine benzeyen gerçek dışı bir kanaat besliyorlar Bizim yapacağımız bir şey var mı?» diyorlardı. De ki Şüphesiz, bütün iş Allah´ındır.» Onlar, içlerinde sana açıklamadıkları bir şey gizliyorlar, Bizim bu işte görüşümüz alınsaydı burada öldürülüp gitmezdik» diyorlar. De ki Evinizde bile olsaydınız öldürülmesi takdir edilmiş bulunanlar çaresiz yine çıkıp ölecekleri yerleri boylayacaklardı. Allah içinizdekileri yoklamak ve yüreklerinizdekini meydana çıkarmak için bunu başınıza getirdi. Allah sinlerin özünü bilir. Elmalılı Hamdi Yazır Sonra o kederin ardından Allah üzerinize öyle bir eminlik, öyle bir uyku indirdi ki, o, içinizden bir zümreyi örtüp bürüyordu. Bir zümre de canları sevdasına düşmüştü. Allah´a karşı, cahiliyet zannı gibi, hakka aykırı bir zan besliyorlar ve Bu işten bize ne?» diyorlardı. De ki Bütün iş Allah´ındır». Onlar sana açıklamayacaklarını içlerinde saklıyorlar ve diyorlar ki Bize bu işten bir şey olsaydı burada öldürülmezdik». Onlara şöyle söyle Eğer siz evlerinizde olsaydınız bile, üzerlerine öldürülmesi yazılmış olanlar yine muhakkak yatacakları öldürülecekleri yerlere çıkıp gidecekti. Allah bunu göğüslerinizin içindekini denemek ve yüreklerinizdekini temizlemek için yaptı. Allah göğüslerin içinde olanı bilir. Ali Fikri Yavuz Sonra o kederin arkasından üzerinize Allah bir emniyet, bir uyku indirdi. Öyle ki, içinizden bir zümreyi öz müminleri o uyku sarıyordu. münafıklardan ibaret bir zümreyi de, nefisleri, can kaygısına düşürmüş, gözleri uyku tutmaz olmuştu; Allah’a karşı cahiliyyet zannı gibi haksız bir zan besliyor ve; “- Bu zafer işinden bize ne?” diyorlardı. Rasûlüm, de ki “- Bütün iş Allah’ındır.” Onlar, nefislerinde, sana açamadıkları bir şey gizliyorlar “- İş elimizde olsa, zorla savaşa çıkarılmasaydık burada öldürülmezdik” diyorlardı. Rasûlüm de ki “- Evinizde de olsaydınız, üzerlerine ölüm yazılmış takdir edilmiş bulunanları yine dışarı çıkacak, düşüp kaldıkları yerleri çaresiz boylayacaklardı.” Allah, Uhud savaşındaki bu olayları, kalblerinizde olan ihlâs ve nifakı meydana çıkarmak ve yüreklerinizdeki niyyetleri pâk ve öz yapmak için başınıza getirdi. Allah kalplerde olanı pek iyi bilir. Elmalılı Hamdi Yazır Orijinal Sonra o gamın arkasından üzerinize bir emniyyet indirdi bir uyku ki içinizden bir taifeyi sarıyordu, bir taife de nefisleri sevdasına düşmüşlerdi Allaha karşı cahiliyye zannı nâ hak bir zan besliyorlardı var mı bize o emirden bir şey?» diyorlardı, hakikat emrin hepsi Allahın» de, onlar nefislerinde sana açamadıkları bir şey gizliyorlar bizim emirden bir hıssamız olsa idi burada katlolunmazdık» diyorlar, deki evinizde de olsa idiniz üzerlerine katil yazılmış bulunanlar yine çıkacak düşüb kaldıkları yerleri çaresiz boylıyacaklardı, Allah sinelerinizdekini yoklamak ve yüreğinizdekini meydana çıkarmak içindir ki bunu başınıza getirdi, Allah sinelerin kühnünü bilir Fizilal-il Kuran Sonra o kederin ardından üzerinize öyle bir emniyet, öyle bir uyku indirdi ki O, içinizden bir zümreyi bürüyordu. Bir zümre de canları sevdasına düşmüştü. Allah’a karşı cahiliyyet zannı gibi haksız bir zan besliyorlar, “Bu işten bize ne?” diyorlardı. De ki “Bütün iş Allah’ındır”. İçlerinde sana açmadıkları bir şey gizliyorlar. “Bu bize ait bir şey olsaydı burada öldürülmezdik” diyorlar. De ki “Evlerinizde olsaydınız üzerlerine ölüm yazılmış olanlar; yine muhakkak devrilecekleri yerlere çıkıp gidecektiler.” Bu, göğüslerinizin içindekini yoklamak, kalplerinizdekini temizlemek içindir. Ve Allah, sinelerdekini hakkıyla bilir. Hasan Basri Çantay Sonra o kederin ardından Allah üzerinize öyle bir emînlik, öyle bir uyku indirdi ki o, içinizden bir zümreyi örtüb bürüyordu. Bir zümre de canları sevdasına düşmüşdü. Allâha karşı câhiliyyet zannı gibi hakka aykırı bir zan besliyorlar ve Bu işden bize ne?» diyorlardı. De ki Habîbim, Bütün iş Allahındır». Onlar sana açıklamayacaklarını içlerinde saklıyorlar, diyorlar ki Bize bu işden bir şey bir pay olsaydı burada öldürülmezdik». Şöyle de Siz evlerinizde olsaydınız bile üzerlerine öldürülmesi yazılmış takdîr edilmiş olanlar yine muhakkak yatacakları öldürülecekleri yerlere çıkıb gidecekdi. Allah bunu göğüslerinizin içindekini yoklamak, yüreklerinizdekini temizlemek için yapdı. Allah, sîynelerdeki özü hakkıyle bilendir. İbni Kesir Sonra o üzüntünün ardından, üzerinize öyle bir emniyet ve öyle bir uyku indirdi ki; içinizden bir kısmını bürüyordu, bir kısmı da canları sevdasına düşmüştü. Allah´a karşı cahiliyet zannı gibi haksız bir zan besliyorlar. Bu işten bize ne? diyorlardı. De ki Bütün iş Allah´ındır. İçlerinde sana açmadıkları birşey gizliyorlar. Bu, bize ait birşey olsaydı burada öldürülmezdik, diyorlar. De ki Evlerinizde olsaydınız üzerlerine ölüm yazılmış olanlar yine mutlaka devrilecekleri yerlere çıkıp gideceklerdi. Bu; göğüslerinizin içindekini yoklamak, kalblerinizdekini temizlemek içindir. Allah, göğüslerdekini bilendir. Ömer Nasuhi Bilmen Sonra o gamın ardından üzerinize bir emniyet, hafif bir uyku indirdi ki, sizden bir zümreyi örtüp kaplayıverdi. Sizden bir tâifeyi de nefisleri kaygıya düşürmüştü. Allah Teâlâ´ya karşı cahiliye zannı gibi hakka muhalif bir zanda bulunuyorlardı. Diyorlardı ki Bize bu emirden bir şey var mıdır?» De ki Şüphesiz emrin hepsi de Allah´ındır.» Onlar sana açıklamıyacakları şeyleri kendi nefislerinde gizleyiverirler. Derler ki Eğer bizim için bu emirden bir şey olsaydı burada katlolunmazdık. De ki Eğer sizler evlerinizde olsaydınız, üzerlerine katledilmeleri yazılmış olanlar yine çıkar, ölüp yatacakları yerlere kadar muhakkak giderlerdi.» Ve Allah Teâlâ göğüslerinizin içinde olanı meydana koymak ve kalblerinizde olanı temizlemek için bu hadiseyi vücuda getirirdi. Ve Allah Teâlâ sinelerde bulunanları hakkıyla bilendir. Tefhim-ul Kuran Sonra kederin ardından üzerinize bir güvenlik duygusu indirdi, bir uyuklama ki, içinizden bir grubu sarıveriyordu. Bir grup da, canları derdine düşmüştü; Allah´a karşı haksız yere cahiliye zannıyla zanlara kapılarak Bu işten bize ne var ki?» diyorlardı. De ki Şüphesiz işin tümü Allah´ındır.» Onlar, sana açıklamadıkları şeyi içlerinde gizli tutuyorlar, Bu işten bize bir şey olsaydı, biz burada öldürülmezdik» diyorlar. De ki Eğer evlerinizde de olsaydınız, üzerlerine öldürülmesi yazılmış olanlar, yine devrilecekleri yerlere gidecekti. Bunu Allah, sinelerinizdekini denemek ve kalplerinizde olanı arındırmak için yaptı . Allah, sinelerin özünde saklı duranı bilendir. ❬ Önceki Sonraki ❭ Your browser doesn’t support HTML5 audio وَلَمَّا سَكَتَ عَن مُّوسَى ٱلْغَضَبُ أَخَذَ ٱلْأَلْوَاحَ ۖ وَفِى نُسْخَتِهَا هُدًى وَرَحْمَةٌ لِّلَّذِينَ هُمْ لِرَبِّهِمْ يَرْهَبُونَ Ve lemmâ sekete an mûsel gadabu ehazel elvâhelvâha, ve fî nushatihâ huden ve rahmetun lillezîne hum li rabbihim yerhebûnyerhebûne. Mûsâ’nın öfkesi dinince attığı levhaları aldı. Onların yazısında Rableri için korku duyanlara bir hidayet ve bir rahmet vardı. Türkçesi Kökü Arapçası ve ne zaman ki وَلَمَّا dinince س ك ت سَكَتَ عَنْ Musa’nın مُوسَى öfkesi غ ض ب الْغَضَبُ aldı ا خ ذ أَخَذَ levhaları ل و ح الْأَلْوَاحَ ve vardı وَفِي onlardaki yazıda ن س خ نُسْخَتِهَا yol gösterme ه د ي هُدًى ve rahmet ر ح م وَرَحْمَةٌ için لِلَّذِينَ onlar هُمْ Rablerinden ر ب ب لِرَبِّهِمْ korkanlar ر ه ب يَرْهَبُونَ Diyanet İşleri Başkanlığı Mûsâ’nın öfkesi dinince attığı levhaları aldı. Onların yazısında Rableri için korku duyanlara bir hidayet ve bir rahmet vardı. Diyanet Vakfı Musa´nın öfkesi dinince levhaları aldı. Onlardaki yazıda Rablerinden korkanlar için hidayet ve rahmet haberi vardı. Elmalılı Hamdi Yazır Sadeleştirilmiş Musa´nın öfkesi geçince levhaları aldı. Onlardaki yazıda sırf Rablerinden korkanlar için bir hidayet ve rahmet vardı. Elmalılı Hamdi Yazır Musa´nın öfkesi geçince levhaları aldı. Onlardaki yazıda, ancak Rablerinden korkanlar için bir hidayet ve rahmet vardı. Ali Fikri Yavuz Mûsa’dan, öfke sönünce, levhaları aldı. Onların bir nüshasında; “- Rablerinden korkanlar için hidâyet ve mağfiret vardır.” yazılmıştı. Elmalılı Hamdi Yazır Orijinal Vaktâki Musâdan gadab sustu, elvahı aldı ve onlardaki yazıda bir hidayet ve bir rahmet vardı, fakat öyle kimselere ki onlar sırf rabları için rehbet duyarlar Fizilal-il Kuran Musa´nın öfkesi yatışınca attığı levhaları yerden aldı. Bu levhalarda Rabblerinden korkanlar için doğru yolu gösteren, rahmet niteliğinde yazılar vardı. Hasan Basri Çantay Vaktaki Mûsâdan o öfke uzaklaşıb sükûn haasıl oldu, bırakdığı levhaları aldı. Onun bir nüshasında şu da yazılı idi Sapıklıkdan kurtulub hidâyet e, azâbdan sıyrılıb rahmet e kavuşmak o kimselere mahsusdur ki onlar Rablerinden korkarlar». İbni Kesir Öfkesi dinip, sükun hasıl olunca; Musa levhaları aldı. Onlardaki nüshasında Rabblarından korkanlara hidayet ve rahmet vardı. Ömer Nasuhi Bilmen Vaktâ ki, Mûsa´dan o öfke sükûnet buldu. Levhaları alıverdi ve onun nüshasında Rablerinden korkanlar için bir hidâyet ve bir rahmet olduğu yazılmış bulunuyordu. Tefhim-ul Kuran Musanın kabaran öfkesi gazabı yatışınca Levhalar´ı aldı. Onlardan bir Nüshasında Rablerinden korkanlar için bir hidayet ve bir rahmet vardır» yazılıydı.

araf suresi 154 ayet ne için okunur